“DEVLET ORMANI” SAYILAN YERLER SİYASAL İKTİDARLARIN ARKA BAHÇESİ MİDİR?
Bu Madde ile Anayasanın 169. maddesindeki vurguladığım söylemlere dikkat etmenizi öneririm. “Tanrı aşkına” Ek Madde 16’nın Anayasanın 169. maddesine uyarlılığından söz edilebilir mi? Bana göre kesinlikle edilemez ama ülkemizde Anayasayı kimi takıyor ki?
• Anayasanın 169. maddesine aykırı da olsa… Ek Madde 16’nın uygulanmasını düzenleyen 6831 Sayılı Orman Kanununun Ek 16 ncı Maddesi Kapsamında Orman Sınırları Dışına Çıkarma İşlemlerine İlişkin Yönetmelik 7 Ocak 2021 tarihinde çıkarılmıştı. Ancak uygulama ilgili yönetmeliğin çıkarılması bile beklenmeden hemen başlatılmıştır. Sözgelimi, Orman Genel Müdürlüğü 2019 Yılı Sayıştay Düzenlilik Denetim Raporu’na göre “Orman Kanunu’nun Ek-16 madde uygulaması yapılmış, İstanbul İlinde 216.493,54 m2 , İzmir İlinde 40.650,25 m2, Kütahya İli'nde 535.001,89 m2, Adana İlinde 1.295.850,39 m2, Manisa İlinde 75.390,31 m2, Kocaeli İlinde 824.254,88 m2, Mersin İlinde 938.741,36 m2 lik alan olmak üzere toplam 3.926.382,62 m2 alan orman sınırları dışarısına çıkarılmış...” (Sayfa 24) Öte yandan, “Orman sınırları dışına çıkarılabilecek yerler”, Yönetmeliğin 5. maddesinde “
(1) Sınırları Cumhurbaşkanınca belirlenecek aşağıdaki yerler, bu Yönetmelik kapsamında orman sınırları dışına çıkarılabilir:
a) Tarım ve Orman Bakanlığınca, bilim ve fen bakımından orman olarak muhafazasında hiçbir yarar görülmeyen ve tarım alanına dönüştürülmesi de mümkün olmayan yerler.
b) 7139 sayılı Kanunun yürürlüğe girdiği 28/4/2018 tarihi itibari ile üzerinde yerleşim yeri bulunan yerler. c) Yerleşim yeri oluşturulması uygun olan taşlık, kayalık, verimsiz ve fiilen orman vasfı taşımayan yerler.” olarak tanımlanmıştır.
Maddede geçen “yerleşim yeri” ise “… Devlet ormanlarında 28/4/2018 tarihinden önce yapılan; Devlet ormanı sınırına bitişik kısımlarında belde, köy veya mahallenin toplu yerleşim alanlarının kesintisiz devamı haline gelmiş bir ya da birden çok, Devlet ormanı sınırları içerisinde ise en az beş adet olmak üzere içerisinde sürekli ya da dönemsel ikamet edilen toplu yapılar, özel iş yerleri, kamusal binalar ile ahır, samanlık, ambar, avlu gibi müştemilat, yol ve tesisler gibi müşterek olarak kullanılan yerler.” biçiminde açıklanmıştır. Bu noktada, birazcık daha sıkılmanız pahasına son olarak
Yönetmeliğin 8. maddesini de aktarayım ki, “cehenneme giden yolların taşlarının nasıl döşeneceği” daha kolay anlaşılsın:
Bu maddeye göre;
(1) Bu Yönetmeliğe göre yapılacak orman sınırları dışına çıkarma işlemlerine; ilgili valiliğin Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü, Milli Emlak Dairesi Başkanlığı ve Milli Emlak Müdürlüğünün söz konusu sahanın bağlı bulunduğu Bölge Müdürlüğünden talepte bulunması üzerine başlanır. Her mahalle veya köy için talebin ayrı ayrı yapılması gerekir. Ne güzel değil mi☹. İyi ama ülkemizde yürürlükte bulunan ✓ 3194 sayılı İmar Kanunu ✓ 2014 yılında çıkarılmış Mekânsal Plan Yapım Yönetmeliği vb düzenlemeler ve bu düzenlemelere göre hazırlanması gereken örneğin “nazım imar planı”, “uygulama imar planı”, “çevre düzeni planı” “mekânsal strateji planı”, “bütünleşik kıyı alanları planı”, “koruma amaçlı imar planı”, “orman” sayılan yerler için hazırlanan “orman amenajman planları”, “uzun devreli gelişme planları” vb yok mu? Arazi temelli uygulamalar sırasında bu “planların” dikkate alınması gerekmiyor mu? Kim dikkate alacak, ben mi? Ek olarak, 6 Şubat’taki deprem yıkımının enkazlarının kaldırılmasına bile başlanmadan ✓ yalnızca on sekiz gün sonra çıkarılan 126 sayılı “Olağanüstü Hal (OHAL) Kapsamında Yerleşme ve Yapılaşmaya İlişkin Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi” ile ✓ iki ay sonra çıkarılan 7452 sayılı Olağanüstü Hal Kapsamında Yerleşme Ve Yapılaşmaya İlişkin Cumhurbaşkanlığı Kararnamesinin Kabul Edilmesine Dair Kanun çıkarılarak “genel hayata etkili afet bölgesi olarak kabul edilen yerlerde, afetten etkilenenlerin geçici veya kesin iskân alanları” için Ek Madde 16’yle “orman” sayılmayacak yerlerin de kullanılması olanaklı kılınmıştır. • 7951 sayılı Cumhurbaşkanlığı kararı 12 Aralık 2023 tarihinde çıkarılan, ertesi gün de Resmi Gazete’de yayımlanan 7951 sayılı Cumhurbaşkanı Kararı’nın “Orman sınırları dışına çıkartılan alanlar” başlıklı 1. maddesi şöyle; yayımlandığı biçimiyle bilginize sunuyorum: Bu noktada önce Kararın ekindeki uygulamalara ilişkin bilgilerden hareketle oluşturduğum çizelgeyi bilginize sunuyorum: İller Metrekare % İller Metrekare % Muğla 408494,2 39,2 Manisa 51258,16 4,9 Balıkesir 150171,7 14,4 İzmir 28514,25 2,7 Kayseri 142516,1 13,7 Antalya 17535,77 1,7 Kütahya 85230,92 8,2 Mersin 6718,47 0,6 İstanbul 80619,47 7,7 Trabzon 342,9 0 Yozgat 70577,67 6,8 Toplam 1041980 100 İzninizle şu bilgileri de vereyim: 75’i İstanbul’da olmak üzere toplam 103 “adada” uygulama yapılmış. Bu uygulamaların 18’i 100 metrekareden daha küçük “arsalar” niteliğinde. Tek “adada” en geniş uygulama ise 408494,16 m2 olarak Muğla’da yapılmış. Arazi değeri son derece yüksek olan bu yerlerin ✓ nasıl seçildiği, ✓ “orman olarak muhafazasında hiçbir yarar olmadığına” hangi ölçütlere göre kimler tarafından nasıl karar verildiği, ✓ bu yerlerin kimler tarafından hangi amaçlarla kullanıldığı ve ✓ bundan sonra kimler tarafından hangi amaçlarla ve nasıl kullanılacağı belirsizdir. Bilmiyorum daha ayrıntılı açıklama yapmama gerek var mı? Peki bu gelişmeler karşında da yine atalarımız gibi “hikmetinden sual olunmaz” deyip üzerine bir bardak soğuk su mu içeceğiz?
*** “Sonuç” olarak … Kapı açıktı zaten: ✓ Anayasanın 169 ile 170. maddeleri, ✓ 6831 sayılı yasanın özellikle 1, 2, 7, 10, 16, 17, 18, 52, 57 ve 115. maddeleri ile Ek Madde 11, Ek Madde 12, Ek Madde 13 ile Ek Madde 16 ✓ 2634 sayılı Turizmi Teşvik Kanunu’nun 8. maddesi ✓ 2872 sayılı Milli Parklar Kanunu’nun 7 ile 8. maddeleri ✓ 6292 sayılı Orman Köylülerinin Kalkınmalarının Desteklenmesi ve Hazine Adına Orman Sınırları Dışına Çıkarılan Yerlerin Değerlendirilmesi ile Hazineye Ait Tarım Arazilerinin Satışı Hakkında Kanun ✓ 3213 sayılı Maden Kanunu’nun 7. maddesi ✓ 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu’nun Ek Madde 2 ile Geçici Madde 4 Daha sayayım mı; sözgelimi bu yasal düzenlemelerle ilgili yönetmeliklerle, genelgeler –“tamim”- ve bildirgelerle –“tebliğler”-… “Devlet ormanı” sayılan yerler, deyim yerindeyse “yol geçen hanına” dönüştürülmüştü. Bu “hanı” tepe tepe kullanıyorlar; başka bir söyleyişle, “bu cephede yeni bir şey yok”!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder