SORMACA SORDURMACA:
Merhaba;
Kimi dostların; “- Bu da nereden çıktı şimdi?” dediğini duyar gibiyim; merak edenler için
söyleyeceğim: Bir kez, siyasal iktidarın ülke içinde ve dışında oluşturduğu, oluşmasına
katkıda bulunduğu akıl dışı, son derece acılı gündeme tutsak olmamaya çaba gösteriyorum.
Sonra; her sınıf ve kesimden yurttaşlarımız arasında giderek yaygınlaşan ne pahasını
olursa olsun “bir şeyler” olma, sayılma tutkusunun ulaştığı boyutlardan “fena halde”
rahatsızım. Tamam; “bir şeyler” olmak, sayılmak öteden beri insanca tutkulardan
birisi olmuştur. Ancak, bu tutku şimdilerde bireysel ve kamusal pek çok sorumluluğun
ötelenmesine yol açabilecek denli öne çıktı; üstelik anlamı, dolayısıyla içeriği, öncelikleri
ile ağırlıkları çok değişti. Örneğin; söz konusu tutkuların gerçekleştirilmesi artık yüklüce
maliyetlerin göze alınmasını gerektiriyor. Öyle ki, çoğunluk paran olduğunca “bir şeyler”
olunabiliyor artık. Bence çok daha önemlisi, “bir şeyler olmak” tutkusu, bireyleri, sınıfları
kamusalcılıktan uzaklaştırdı. Bu olumsuzluklara karşın yine de her yaştan yurttaşımızın
gönüllü, özverili çabalarını gözlemledikçe umutlanıyorum. Hele bu çabaların “ormanlarımıza”
da yöneldiğini görünce, söz aramızda, “zevkten dört köşe oluyorum” doğrusu.
Ahhh; bir de ormancılığımıza yöneldiğini bir görebilsem... Bu nedenledir ki, elimden
geldiğince, ormancılığımızda olup bitenlere dikkat çekmeye çalışıyorum; ormancılık,
“ormanlarımızın” devamlılığı üzerinde en etkili etkinlik alanlarından birisi çünkü. Dolayısıyla,
“ormancı” olabilmek – çokça anlaşıldığı gibi “orman muhafaza memuru ya da orman
mühendisi olmak değil; “ormancı” olabilmekten söz ediyorum !- yaşamsal önem taşıyor.
“- Ülkemizde orman mühendisleri yetiştiriyorlar ya; daha ne olsun!”
diyenlerdenseniz eğer, yine kimi meslektaşlarımı kızdırma pahasına yalnızca şunu söyleyebilirim:
Ben yetmediğini düşünüyorum! Yanlış anlaşılmasın; “…Sessiz Tartışmalar
(23)”de ayrıntılı olarak açıklamaya çalıştığım gibi, ormancılığın yalnızca orman mühendisliği
hizmetlerine indirgenmesinin orman ekosistemlerini yönetmeye yetmeyeceğini
söylüyorum. Daha sonra açıkladığımda da göreceksiniz; gerekli gördüğüm “ormancı”
Önyargıyla hemencecik “- Haydi canım sen de!” demeyecek dostlar için, “haddim olmasa
da” bir özsorgulama çerçevesi – “özçekim” var, neden “özsorgulama” da olmasın?- oluşturmaya
kalkıştım. Ne var ki, “kalkıştım” dememe bakmayın; özsorgulamayı gerçekte siz
yapacaksınız; sonuçlarını ise siz istemedikçe kimseler bilmeyecek. Söyledim ya; bu bir
“özsorgulama çerçevesi”! “- Peki; neye yarayacak böyle bir özsorgulama?” derseniz, onu
da söyleyeyim; belki hiçbir işe yaramayacak☺; kestiremiyorum.
Öte yandan; başka sorular üreterek siz de, deyim yerindeyse “kafanıza uygun” çok daha
anlamlı bir özsorgulama çerçevesi oluşturabilirsiniz. Amacım çok açık: Bir kezcik olsun
bu alanda da “aynaya bakma” gereğini gündeme getirmek; yanı sıra, “ormancı” olmak
üzerinde birazcık düşünmelere tartışmalara yol açabilmek. Böyle bir soruşturma, en
azından ayna da görebileceklerimiz üzerinden bir özeleştiri ya da öngörü yapmamıza
katkıda bulunabilir belki; bilemiyorum.
“Ormancı” olmak üzerine…
Mustafa Kemal ATATÜRK’ün “Lâik olmanın” ne demek olduğunu soranlara verdiği yanıt
gibi; “Adam olmaktır, adam!” demeyeceğim kuşkusuz. Günümüzde, “adamdan” saymanın
sayılmanın da ölçütleri değişti çünkü. Ancak, söyleyebileceklerimin Mustafa
Kemal’in amaçladığına koşut olacağını belirtip, kendi savımı sunayım:
1
“Ormancı”, sıra dıĢı bir insandır ! Sıradanlığı aĢamaya isteği
olmayanlara ya da aĢmak için gerekli çabayı, kimileyin
de özverileri göze alamayanlar; bu doğrultuda gerektiğince
çaba göstermeyenler “ormancı” olamaz!
Biliyorum, abarttığımı, “ormancı güzellemesi” yaptığımı düşünüyorsunuz. Gerçekte, bir
yanıyla haksız da sayılmazsınız. Ama, izin verirseniz; tastamam kırkbeş yıldır “ormancı”
olmaya çalışan bir yurttaşınız uğraşı alanını bu denli yüceltebilsin artık; kime ne zararı
olabilir ki… Kaldı ki, amacım bu değil; amacım, “ormanlarımızın” gerektiğince yönetilebilmesi
için “ormanlarla” doğrudan ya da dolaylı olarak ilgili herkesin gerçekten de
“ormancı” olup olmadıklarının, olup olamayacaklarının kendilerince sorgulamalarına
karınca kararınca katkıda bulunmak.
“- Buna gerek var mı; isteyen herkes kendince “ormancı” olabilir
ya da kendisini “ormancı” sayabilir!”
diye düşünüyor olabilirsiniz kuşkusuz. Hayır olamaz ve de sayamaz bence. Sözgelimi,
orman fakültelerini bitirip orman mühendisi olmanız “ormancı” olabilmenize yetmez.
Örneğin; ben orman mühendisiyim ama kendimi henüz “ormancı” sayamıyorum. Ek
olarak; orman fakülteli nice bilimci ile orman genel müdürü, orman bölge müdürü vb
tanıyorum ama çoğunun gerçekten “ormancı” olabilmesi için daha onlarca fırın ekmek
yemesi gerekiyor. Kısacası; orman mühendisi olmak, kişinin “ormancı” olabilmesini,
eğer o da gönülden istiyorsa, yalnızca kolaylaştırabilir. Kaldı ki, şimdilerdeki orman
mühendisliği öğretimi ile işlendirme düzeninde bu bile rastlantısaldır. Buna karşılık,
öyle yurttaşlar tanırım ki, “ormancı” olmakta orman mühendisliği öğrenimi görenleri,
dahası, “ormancı” olabilmek için yıllarca “atmadık takla” bırakmayan beni bile, deyiş
yerindeyse “suya götürür de susuz geri getirebilir”; henüz tam olarak “ormancı” olamasa
bile benden daha çok yaklaşabilmiştir; öylesine “ormancılaşabilmiştir” yani.
Sanıyorum, şimdi kendinize; “- Yine ne demek istiyor bu arkadaş?” sorusunu soracak
aşamaya geldiniz. Gelmişsinizdir varsayımıyla daha ileri gidip, yukarıdaki soruyu yanıtlayabilirim
artık: Yıllardır söyledim; anlatmaya çalıştım ama bir tek kişi olsun yandaş
kazanamadım. Yine de yeri gelmişken bir kez daha söyleyeceğim: Gönlümdeki, düşlerimdeki
“ormancı”;
orman ekosistemlerini bir sistemsel bütününün –evrenin?- parçası olarak
tüm değiĢmeleri ve etkileĢimleriyle birlikte, yine bir bütün olarak
algılayabilen,
görebilen,
anlayabilen,
boyutlandırabilen,
sorgulayabilen
sevebilen ve
açıklayabilen
yaratıcı, estetikçi, kamusalcı, halkçı, dayanıĢmacı, paylaĢmacı bir
gönülleyen, yanı sıra;
düĢünen,
bilgilenen
eyleyen,
sanatçı
bir insan olmalıdır !
Açıktır ki, bu özelliklerin kimilerinin doğal bir yetenek; deyim yerindeyse “Tanrı vergisi”
olduğu söylenebilir. Bu özellikleriyle, beylik bir söyleyişle;
“Ormancı” olunmaz, “ormancı” doğulur !
Buna karşılık, söz konusu özelliklerin kimileri ise pekiştirilebilir ya da zor da olsa sonradan
edinilebilir. Örneğin; resim çizebilmek – Çok şaşırdım; Kenan Evren de nereden aklım
geldi şimdi?☺- ya da şarkı söyleyebilmek yahut bir çalgı çalabilmek vb gibi. Ancak, herkesin
resim yapması ya da şarkı söylemesi gerekmez ki; öyle değil mi?
2
Çok mu zor; evet, hem de çooook zor! Ancak orman ekosistemlerinin her koşulda devamlılığını
sağlamanın, yeni orman ekosistemleri oluşturabilmenin – ağaç toplulukları ya da
ağaç tarlaları değil !- başka bir yolu yok bence. Var mı sizce?
Öte yandan;
“- İyi ama ülkemizin şimdilerde içinde bulunduğu koşullarda da
böyle bir “insan” olabilir, yetiştirilebilir mi?”
sorusu aklınıza gelebilir. Kişi böylesi yeteneklerinin olduğunu düşünüyor, “ormancı”
olmayı gerçekten istiyor, dahası, bu amaçla;
kararlı, zorlu, sabırlı çabalara girmeyi;
gönlü her türlü “doğal” sürece, ortama, varlığa, dönüşüme önyargısızca,
yanı sıra, sınırsızca açmayı;
kendini her türlü önyargılardan, bilgisel “kirlenmelerden” arındırmayı;
gerektiğince bilgilenmeyi;
bilinçli emek vermeyi de
göze alabiliyorsa eğerse; neden olmasın, olamasın; “bal gibi” olabilir bence… Daha
önce de söylediğim gibi; çok zor ama olanaklı. Daha önce söylediğim gibi, az da olsa
böyle örnekleri var çünkü. Gönlüm ister ki; varlık nedenleri gerçekte böylesi çabalarda
bulunmak olan ilgili öğretim kurumları, meslek örgütleri, gönüllü kuruluşlar bir de bu
doğrultuda uğraş verebilsin… Gönül bu işte; ister mi ister!
Şimdi “Giriş” sözlerimi bitirmeden önce başka bir can alıcı soruya geleyim:
“- “Ormancı” olabilmeyi gerçekten de başarabilmiş kişi, ülkemizde
“ormancılık” yapabilir mi?”
Bence, yapmasına yapabilir ancak soruyu şöyle sormak daha doğru olacak sanırım:
“- “Ormancı” olabilmeyi gerçekten de başarabilmiş kişiye ülkemizde
“ormancılık” yaptırırlar mı?”
Çok açık: Şimdilerdeki egemen ormancılık kültüründe köktenci bir değişim gerçekleşmediğinde,
büyük bir olasılıkla yaptırmazlar ! Açıktır ki, bu değişim de kendiliğinden gerçekleşmez.
Yine de ben diyorum ki; “bir yerlerden başlamak gerekir.”
“Ormancı” olmayı göze alabilecek orman mühendisi dostlara…
Hemen söyleyeyim: “Ormancı” olabilmek sizler için hem çok zor hem de kolay: Einstein’ın
olduğu söylenen bir sav var, bilirsiniz: “Önyargıları yıkmak atomu parçalamaktan
daha zordur!”. Bizler, en iyi durumda bile mühendislik ideolojisi kazandırmaktan öteye
geçemeyen orman mühendisliği öğrenimi yaptık. Ne yazık ki, bu ideolojiden kurtulup
“ormancı” olabilmemiz gerçekten de “zor zanaat”. “Ormancı” olmayı gerçekten de istiyorsanız,
yanı sıra, alt yapısal özelliklere sahip olduğunuzu düşünüyorsanız eğer, bu
denli zorlu bir uğraşı, belki de özveriyi göze almanız gerekecek.
Öte yandan; söz konusu zorluğa karşılık orman mühendisliği öğrenimimiz bizlere “ormancı”
olabilmenin alt yapısal gereklerinden birisi olan teknik bilgiyle yeterince donatmış
olabilir. Ek olarak; “meraklısıysak”, gereksinme duyacağımız bilgiler ile belgeleri
nerelerden, kimlerden nasıl sağlayabileceğimizi de öğrenmişizdir. Bu nedenle bir bakıma
şanslı sayılabiliriz.
Doğrusunu isterseniz, ben şansımı kullanmaya kalkışmış; elimden geleni de yapmaya
çalıştığımı sanıyorum. Ancak bunca yıldır en azından gönlümce başarılı olduğumu düşünemiyorum.
Bir kez, orman mühendisliği öğrenimim boyunca bana da kazandırılan
mühendislik ideolojisini yeterince aşamadım çünkü. Sonra; “ormancı” olabilmek için
gerekli gördüğüm yetilerin kimileri bende hiç yoktu; var olan kimi yetilerimi ise çoğunu
gerektiğince geliştiremedim. Sonuçta, benzetmem yerindeyse, ancak “altı kaval, üstü
şişhane” yahut “ne deve ne kuş” örneği bir “tip”, öylesine bir orman mühendisi olup
kaldım işte. Ama, kimi dostların hiç şaşırmayacakları gibi, “ormancı” olmayı, deyim yerindeyse,
“kafamı taktım”: Çok kararlıyım, önünde sonunda başaracağım; nasıl olsa
yaşım henüz çok küçük çünkü☺. Bence siz de başarabilirsiniz; - TV’lerde yayımlanan
kamu spotlarını anımsadım; “Hadi Baba (meslektaşım); yapabilirsin !- en azından denemelisiniz.
Sonra; “ormancı” olamayan, daha kötüsü, belki hiçbir zaman da olamayacak orman
mühendislerinin çoğalmasından “fena halde “kaygı duyuyorum çünkü; söylemek
gibi olmasın, siz de duymalısınız bence.
3
Ancaaaak;
“- Artık çooook geç… Böyle bir özsorgulama yapsam n‟oluuuur, yapmasam n‟olur?”
ya da
“-Böyle bir özsorgulamanın hiçbir şeye yaramayacağını sen söyledin; zamanımı neden
boşa harcayayım ki?”
yahut;
“- Ben zaten bir „ormancıyım‟; böyle boş işlerle uğraşmama ne gerek var?”
diye düşünüyor da olabilirsiniz kuşkusuz.. Ne diyebilirim ki; canınız sağolsun!
Yine de, yaşı, konumu ne olursa olsun, en azından bir meslektaşımın “ormancı” olabilme
uğraşısını göze alabileceğini umuyorum. Göze alabilecek Sayın Meslektaşlarıma
soruyorum: Hiç mesleksel özeleştiri yaptınız mı; böyle bir alışkanlığınız var mı? Sözgelimi;
birlikte çalıştıklarınıza nasıl davrandığınızı, çalışma sorunlarıyla gerektiğince ilgilenip
ilgilenmediğinizi; kararlarınızı verirken onların görüşleri ile önerilerini, dahası, eleştirilerini
ne denli dikkate aldığınızı; yanı sıra, yönettiğiniz orman ekosistemlerini ne denli
tanıdığınızı; ormancılık politikalarının yerindeliğini, teknik ve yönetsel uygulamalarınızın
ne denli doğru olduğunu vb hiç sorguladınız mı? Bence geç kalmış sayılmaz; şimdilerde
de sorgulayabilirsiniz.
Çevre/doğa korumacı dostlar; sizler de “ormancı” olabilirsiniz bence…
Biliyor musunuz; ülkemizde hiç “sivil ormancı” örneği yok; neden acaba? Gerek mi ya
da gerekli olduğunu düşünen mi yok; yoksa, olanaksız mı görülüyor. Kimbilir; “- Ülkemizde
bu denli zorlu günler yaşanıyorken bir de “ormancı” olmaya ayıracak zamanım
yok!” deniyordur; bilemiyorum. Ama bence hem gerek var hem de olanaklı: Bilmem
biliyor musunuz: Kırsal Çevre ve Ormancılık Sorunları Araştırma Derneği, yirmibeş yıldır
“Dendroloji (Ağaçbilim ve Orman Ekolojisi Okulu” etkinlikleri düzenliyor. Bu etkinlikler
ilk kez tasarlanırken bir amaç da “sivil ormancı” yetiştirilmesine katkıda bulunmaktı.
Biliyorum; en azından başlangıçta “uçuk” sayılabilecek bir fikirdi. Ancak, zamanla, “sivil
ormancı” olmaya kalkışabilecek denli gözü kara yurttaşlarımızın hiç de az olmadığına
güvenmiştik. Ne yazık ki bir yerlerde hata yaptık, dolayısıyla da başarılı olamadık; daha
doğrusu, ben olamadım. Olanaksızlıktan değil, tümüyle benim beceriksizliğimden; deyim
yerindeyse, “maymun iştahlı” olduğumdan vb. Şimdi düşünüyorum da, keşke gerektiğince
“gözü kara” olabilseydim… Başarabilir miydim, bilemiyorum ama denemeye değerdi
bence. Şimdi “top sizlerde”; siz benden daha donanımlı, yaratıcı, yanı sıra, çok
daha kararlı olabilirsiniz.
Örnek mi istiyorsunuz, bakın Sayın Hayrettin Karaca’ya; bitkibilim ya da orman ekosistemleriyle
doğrudan ya da dolaylı hiçbir “resmi” öğrenim sürecinden geçmemiş ama bu
alanlarda, özellikle de orman, bozkır vb karasal ekosistemleri tanımada, daha da önemlisi,
anlamada, anladıklarını açıklamada ben, deyim yerindeyse, onun eline su bile dökemem.
Sonra, biliyor musunuz; öndegelen yerbilimcilerden birisi de bu alanla ilgili herhangi
bir “resmi” öğrenim görmemiş… Başka örnekler de verebilirim ama gerek yok
sanırım. Bence, siz de yeterince isterseniz “ormancı” olabilirsiniz. Olabilmenin öncelikli
koşullarından birine, bence en önemlilerinden birisine sahipsiniz çünkü: Orman ekosistemlerini
seviyor; belki elinizden geldiğince korumaya çalışıyor, bu nedenle de çeşitli
özverileri göze alabiliyorsunuz; ne güzel… Peki, eksik olan ne? Belki yetkin bir yol göstereniniz
yok ya da doğal yetilerinizin uygun olmadığını, bilgi ve deneyim birikiminizin
yeterli olmadığını düşünüyor olabilirsiniz; bilemem. Ancak, en azından gerektiğince
bilgilenme olanakları artık o denli çok, çeşitli ki… Hele bir de yabancıl dil biliyor, bilgisayar
olanaklarını gerektiğince kullanabiliyorsanız, sizi kimseler tutamaz artık. Bence bir
deneyin; pişman olmazsınız.
Üstelik katlanılamayacak hiçbir maliyeti de yok !
Başlangıçta “bir şeyler olabilmenin” günümüzde yüklüce bir maliyete yol açtığını söylemiştim
anımsarsanız; bu her alanda geçerli bir vargı değil kuşkusuz. Sözgelimi; “ormancı”
olabilmenin katlanılamayacak maliyetlere yol açtığını düşünmüyorum. Gerekli
doğal yetileri varsa, hele de bir de gerçekten istekliyse herkes önünde sonunda iyi bir
“ormancı” olabilir bence. Üstelik, iyi bir “ormancı” olabilmek, özellikle orman mühendisliği
öğrenimi yapıp da ilgili kuruluşlarda çalışanlar için göz ardı edilmemesi gereken bir
zorunluluktur. Çünkü, iyi bir “ormancı” olamamış bir orman mühendisi kararları yanı sıra
uygulamalarıyla çok büyük kamusal maliyetlere, orman ekosistemlerinin devamlılığına –
kesinlikle “sürdürülebilirliğine” değil !- yol açabilir. Açıktır ki, bu bağlamda söz konusu olan
maliyetler yalnızca parasal ya da orman ekosistemlerinin yok olması vb değildir; orman
ekosistemlerinin niteliğinin hiçbir biçimde olumlanamayacak biçimde değişmesidir.
Tıpkı, iyi bir öğretmen ya da hekim yahut yargıç vb olamamanın maliyetleri gibi…
***
4
Çok daha anlamlı bir özsorgulama çerçevesi oluĢturmam gerek!
Özsorgulama kapsamında yer verdiğim soruları, yukarıda açıklamaya çalıştığım “ormancı”
yaklaşımımı da göz önünde bulundurarak, deyim yerindeyse, “kafama göre”
belirlemiştim. Ancak, dönüp dönüp okudukça gönlümce bir özsorgulama çerçevesi
oluşturamadığıma karar verdim. “…Sessiz Tartışmalar (23)”ü okuyanlar anımsayacaktır:
Yerleşik, yanı sıra, egemen ormancılık ideolojisine son derece aykırı “tezlerim” var:
Gerektiği gibi ormancılık yapmak söz konusu olduğunda, orman mühendisliği
ideolojisi, yeterli değildir. Kaldı ki, orman mühendisliği öğretiminde de yaşamsal
önemde eksiklik, dahası, yanlışlıklar var !
Orman mühendisi ≠ “ormancı”; çünkü “ormancı ⊃ orman mühendisi☺! (Bu
bağlamda aklıma matematik derslerindeki kümeler kuramı geldi nedense…)
Ne denli ciddiye alındığını kestiremiyorum ama bu “tezlerden” hareketle oluşturulacak
bir özsorgulamanın çok daha anlamlı sorulara dayanması gerekiyor. Keşke bir yardım
eden olsaydı… Görünüşe bakılırsa şimdilerde yok. Umarım, bir gün o da olur. Bu nedenle,
şimdilik sizlerden bu özsorgulama çerçevesiyle yetinmenizi dileyeceğim.!
***
Evet; bakalım “ormancı” olabilir misiniz…
Saygılarımla.
Yücel Çağlar
Özsorgulamamızı nasıl yapacağız?
Biliyorsunuz; özsorgulama yapmak, deyim yerindeyse, her yiğidin harcı değil! Öncelikle içtenlikli,
yeterince nesnel olabilecek bir yürek ister. Ek olarak; doğru bir yöntemden yararlanılması
göz ardı edilemeyecek bir zorunluluktur. Belki biliyorsunuzdur; yıllarca araştırmacılık
yapmaya çalıştım. Belki inanmayacaksınız; bu süreçte son derece kıyıcı özeleştireler yaptım;
özeleştiriyi, hukukçu Sami Türk’ün söylediği gibi, “yanılgısavar” olduğunu düşündüm
çünkü. Böyle iken, kim olursa olsun, bir kişinin “Giriş”te açıkladığım anlamda “ormancı” özelliklerine
ne denli sahip olduğunu ortaya koyabilecek soruları belirlemede çok zorlandım doğrusu.
Yine de denedim; bakalım siz de anlamlı bulabilecek misiniz.
İki kesime yönelik iki ayrı özsorgulama çerçevesi oluşturdum:
(i) Ormancılık Alanında Uğraş Verenler: Başta orman mühendisleri olmak üzere
ormancılık alanında çalışan; dolayısıyla ülkemizdeki orman ekosistemleri, yanı sıra,
ormancılık koşulları, etkinlikleri ile sorunlarıyla tanışık olanlar.
(ii) “Sivil” Yurttaşlarımız: Orman ekosistemlerini içtenlikle seven; onları daha yakından
tanımak için, deyim yerindeyse “yanıp tutuşan”; “ormanlarımızın” korunmasına
yönelik çabalarını bilgiyle desteklemek, bu doğrultudaki çabalara daha işlevsel
katkılarda bulunmak isteyen her yaştan, sınıftan, meslekten, öğrenim düzeyinden
yurttaşlarımız.
Amacım çok açık:
Orman ekosistemlerindeki değişmeler ile gelişmeleri izleyebilecek, anlayabilecek, açıklayabilecek;
orman ekosistemlerinin devamlılığını sağlayabilecek biçimde “yönetebilecek”,
gerektiğinde yenilerini - ağaç toplulukları ya da ağaç tarlaları değil !-oluşturabilecek vb becerilere
sahip “ormancı” olma/olabilme/olmama/olamama durumlarının ortaya konulması !
5
Bu denli soyut, genel bir tanım temel alındığında özsorgulamanın içeriği tümüyle farklı bir yaklaşımla
da düzenlenebilir kuşkusuz. Bu doğrultuda bir çabaya gireceklere şimdiden kolaylıklar
dilerim; ben “dediği dedik” bir kişi değilim☺
Öte yandan, yeri gelmişken yararlı olabileceğini düşündüğüm kimi açıklamaları da yapayım:
Sorular belirli bir doğrultuda sıralanmış değildir.
İstediğiniz sorudan başlayabilirsiniz (Ne anımsadınız; çok merak ediyorum☺).
Anlamsız bulduğunuz soruları yanıtlamayabilirsiniz.
İsterseniz soruları ağırlıklandırabilirsiniz.
Gerek duyarsanız yeni sorular ekleyebilirsiniz.
Nasıl mı yapacağız; şöyle: Maç ya da dizi izliyor ya da çocuklarınız yahut torunlarınızla oyalanıyor;
eşinizle dostunuzla söyleşiyorsanız; bir saatliğine ara vereceksiniz. Sessiz bir köşede,
çayınız ya da kahvenizle oturup bir süre düşüneceksiniz:
“Ormancı” olmayı gerçekten de istiyor muyum?
Alt yapısal özelliklerim, sahip olduğum yetiler “ormancı” olabilmem için yeterli mi?
“Ormancı” olabilmek için gerektiğince çaba göstermeyi göze alabiliyor muyum?
Başta zaman olmak üzere gerekli olanaklara sahip miyim?
vb sorulara “Evet” diyorsanız, özsorgulamanıza başlayabilirsiniz artık.
Yanıtlarınızı nasıl değerlendireceğinize gelince… Çok kolay; yalnızca bir oran hesaplayacaksınız,
hepsi bu:
Bu son derece yalın hesaplamayı yaptıktan sonra, aşağıdaki sonuçlara göre bir karar verebilirsiniz:
(i) Orman mühendisliği öğrenimi yapmış dostlarımızın “Evet” yanıtlarının oranı eğer;
< % 25 ise : Keşke başka bir meslek seçmiş olsaydınız !
% 26- 50 ise : İsterseniz yalnızca iyi bir orman mühendisi olmaya çaba gösterebilirsiniz !
% 51- 75 ise : İyi bir orman mühendisi olabilirsiniz ama “ormancı” olabilmeniz için daha
çoook çaba göstermeniz gerekecek !
> % 75 ise : Çok iyi bir “ormancı” da olabilirsiniz !
(ii) Orman mühendisliği öğrenimi yapmamış “ormansever” dostlarımızın “Evet” yanıtlarının
oranı eğer;
< % 25 ise : Neden başka bir ekosistem üzerinde çalışmayasınız ki?
% 26- 50 ise : Orman ekosistemlerini görmekle, tanımakla, gezmekle yetinebilirsiniz !
% 51- 75 ise : Siz de umut var bence; olabilirsiniz. Ancak biraz daha kararlı olup
daha çok çaba göstermelisiniz!
> % 75 ise : Çok iyi bir “ormancı” da olabilirsiniz!
***
Özsorgulamayı ben de yaptım; sonuç ne çıktı, öğrenmek ister misiniz? Söyleyeyim: % 68 !
Umarım, sizin oranınız daha yüksek çıkar; çıkması dileğiyle…
6
ORMANCILIK ALANINDA UĞRAġ VERENLER…
1) Orman ekosistemlerinin Sizden neler beklediğini gerektiğince duyumsayabiliyor musunuz?
Evet ( ) Hayır ( )
2) Ormancılıkta gerçekten de gönlünüz var mı?
Evet ( ) Hayır ( )
3) Orman ekosistemlerinin en geniş anlamıyla (orman ekosistemini oluşturan canlı ve cansız
varlıklarla bir bütün) kamusal (her varlığın, herkesin, ortak, kimsenin olmayan vb) varlıklar
olduğuna inanıyor musunuz?
Evet ( ) Hayır ( )
4) Önceki soruya yanıtınız “Evet” ise, meslek yaşantınızda ilke olarak orman ekosistemlerinin
Sizden beklentilerini yerine getirmek için yeterince çaba gösterdiğinizi söyleyebilir misiniz?
Evet ( ) Hayır ( )
5) Ormancılıkla ilgili öğreniminizi bitirdiğinizden bu yana mesleksel bilgilerinizi gerektiğince yenilediniz
mi?
Evet ( ) Hayır ( )
6) Herhangi bir nedenle uzaklaştığınızda, uzak kaldığınızda orman ekosistemlerini özlüyor
musunuz?
Evet ( ) Hayır ( )
7) Ormancılığımızda olup bitenlerden yanlış, yersiz, zararlı bulduklarınıza “harbiden” üzülüyor,
kaygı duyuyor musunuz?
Evet ( ) Hayır ( )
8) Çalıştığınız uğraşı alanı (ağaçlandırma, işletmecilik, amenajman planlaması, öğretim,
araştırma vb) her neyse bu alanda gerektiğince bilgili olduğunuzu düşünüyor musunuz?
Evet ( ) Hayır ( )
9) Birlikte çalıştıklarınızın uygulamalarını da gerektiğince yakından izliyor musunuz?
Evet ( ) Hayır ( )
10) Çalıştığınız uğraşı alanındaki deneyim ve bilgilerinizi uygulamaya aktarabilmek için her
türlü özveriyi göze alabildiğinize inanıyor musunuz?
Evet ( ) Hayır ( )
11) R. Bernhard’ı tanıyor musunuz?
Evet ( ) Hayır ( )
12) Birlikte çalıştıklarınızın (yöneten, yönetilen…) gerektiğince özenli davranmamaları karşısında
kaygılanıp gereğini yapıyor musunuz?
Evet ( ) Hayır ( )
7
13) Meslek örgütlerinizin (Oda, Dernek, Sendika) neleri, kimlerle, nasıl yaptıklarıyla gerektiğince
ilgileniyor musunuz?
Evet ( ) Hayır ( )
14) Yaptığınız ormancılık uygulamalarının orman ekosistemlerine onarılamayacak zararlar
verebileceğinizden yana kaygı duydunuz mu, duyuyor musunuz?
Evet ( ) Hayır ( )
15) Mesleki uygulamalarınızla ilgili olarak özeleştiri yapıyor musunuz?
Evet ( ) Hayır ( )
16) Önceki soruya yanıtınız evet ise, özeleştiri sonuçlarınızı dikkate alıyor musunuz?
Evet ( ) Hayır ( )
17) Ormancılığımızdaki özelleştirmeciliğin ulaştığı boyutlar kaşısında herhangi bir kaygıya
kapılıyor musunuz?
Evet ( ) Hayır ( )
18) Bir orman ekosistemi içinde (karşısında) çok boyutlu, yanı sıra, dinamik sorgulamalar
yapabiliyor musunuz (Nerelerde, neler, ne zaman, neden, nasıl gerçekleşiyor vb)?
Evet ( ) Hayır ( )
19) Kendiniz demokrat sayar mısınız?
Evet ( ) Hayır ( )
20) <<Orman Amenajman Yönetmeliği (Madde 38), 299 sayılı Ekosistem Tabanlı Fonksiyonel
Orman Amenajman Planlarının Düzenlenmesine Ait Usul ve Esaslar (2014), ile Ağaçlandırma
Yönetmeliği’yle (2008) yeni boyutlar kazanan “endüstriyel plantasyon” yaklaşımının uygulanma
biçiminden kaygı duyuyorum!>> düşüncesine katılıyor musunuz?
Evet ( ) Hayır ( )
21) Yenilikçi misiniz?
Evet ( ) Hayır ( )
22) Eleştiriye açık mısınız?
Evet ( ) Hayır ( )
23) Hikmet Birand’ın “Alıç Ağacı ile Sohbetler” kitabını okudunuz mu?
Evet ( ) Hayır ( )
24) Kendi uğraşı alanızın dışındaki ilgili mesleki uygulamalarla ilgili değişme ve gelişmeleri de
izliyor musunuz?
Evet ( ) Hayır ( )
25) Paylaşımcı mısınız (mesleksel bilgilerinizi, deneyimlerinizi, duygularınızı, kaygılarınızı,
acılarınızı, sevinçlerinizi vb) meslektaşlarınızla paylaşıyor musunuz?
Evet ( ) Hayır ( )
26) Ülkemizdeki toplumsal, kültürel değişme ve gelişmelerle ilgili bilgilenmeniz yeterli midir?
Evet ( ) Hayır ( )
27) <<”Özel ağaçlandırma” uygulamaları kapsamında “bozuk orman” sayılan yerlerde meyveli ağaç
ve ağaççıklarla yapılan tür değişiklikleri son derece sakıncalıdır!>> tezine katılıyor musunuz?
Evet ( ) Hayır ( )
28) <<Yetişme ortamı” envanterleri yapılmadığında/yapılamadığında orman ekosistemleri gerektiği
gibi yönetilemez!>> savı doğru mudur?
Evet ( ) Hayır ( )
8
29) Türkçeyi gerektiğince bildiğinizi ve kullanabildiğinizi düşünüyor musunuz?
Evet ( ) Hayır ( )
30) “Doğa Hakları” düşüncesini, yaklaşımını anlamlı buluyor musunuz?
Evet ( ) Hayır ( )
31) Orman ekosistemlerine girdiğinizde hareketi; daha açık bir söyleyişle oluşum, etkileşim,
değişim süreçlerini duyumsayabiliyor musunuz?
Evet ( ) Hayır ( )
32) Felsefe, ilgilendiğiniz bir uğraşı alanı mıdır?
Evet ( ) Hayır ( )
33) 1982 yılında benimsenen “Doğa Şartı” nedir; biliyor musunuz?
Evet ( ) Hayır ( )
34) Ahmet İnam, Aldo Leopold, Nermi Uygur, Hubert Reeves’ten herhangi birisi size tanışık
geliyor mu?
Evet ( ) Hayır ( )
35) <<Ormancılık, en geniş anlamıyla bir kamu hizmeti alanıdır!>> savına katılıyor musunuz?
Evet ( ) Hayır ( )
36) Ozan Sunay Akın’ın “Makiler” başlıklı şiirini bilir misiniz?
Evet ( ) Hayır ( )
37) <<Bozuk orman alanlarında orman dışına çıkarma yapmamak kaydıyla zeytin ağacı ile ağaçlandırma
yaptırılmak istenmesinin; orman alanları zeytinliğe dönüştürülerek ormanlar daraltılması,
bu alanların yeniden orman ekosistemine dönüşünün mümkün olmaması ve gelecekte arazinin
kullanandan geri alınabilmesinin mümkün olmaması gibi açık darboğazları vardır...>> (İÜ Orman
Fakültesi) görüşüne katılıyor musunuz?
Evet ( ) Hayır ( )
38) <<Bir sav yanlışlanabilir olduğunca bilimsel olmaya adaydır!>> (Karl Popper) savını benimsiyor
musunuz?
Evet ( ) Hayır ( )
39) Yaşar Kemal’in “Yanan Ormanlarda Elli Gün” başlıklı kitabını okudunuz mu?
Evet ( ) Hayır ( )
40) Çalıştığınız uğraşı alanı (ağaçlandırma, işletmecilik, amenajman planlaması, öğretim, araştırma
vb) her neyse, ormancılık politikalarındaki - değişiklikler çalışmalarınızı etkiliyor mu?
Evet ( ) Hayır ( )
41) 1992 yılında Rio’da gerçekleştirilen Birleşmiş Milletler Çevre ve Kalkınma Konferansı’nda
benimsenen “Ormancılık İlkeleri”nin neler olduğunu biliyor musunuz?
Evet ( ) Hayır ( )
42) Bireysel, kişisel yeteneklerinizi, özelliklerinizi yukarıdaki “ormancı” tanımına uygun buluyor
musunuz?
Evet ( ) Hayır ( )
43) “Ortaklaşmacı” mısınız (mesleksel çalışmalarınızı meslektaşlarınızla birlikte gerçekleşmekten,
tartışmaktan hoşnut olur musunuz)?
Evet ( ) Hayır ( )
9
44) Çok sesli (klasik) müzik dinler misiniz?
Evet ( ) Hayır ( )
45) <<Doğada olup bitenleri anlama umudunu tamamen yitirme pahasına bile olsa çok kapsamlı
açıklamalardan uzak durmak gerekir. Onların egemenliği çok daha zengin bir gerçekliği maskeleyebilir.
Daha derin katmanlara inebilmek için sorgulayıcı kuşku içinde kalmayı kabul etmeli>>
(Hubert Reeves) savına katılıyor musunuz?
Evet ( ) Hayır ( )
46) Hukuksal olarak “orman” sayılan tüm yerlerin devlet tarafından yönetilmesini (korunması,
işletilmesi, “iyileştirilmesi”, genişletilmesi vb) her durumda savunur musunuz?
Evet ( ) Hayır ( )
47) Ormancılık uygulamalarında da çevresel etki değerlendirmesi yapılmalı mıdır?
Evet ( ) Hayır ( )
48) “Ulusal Ormancılık Stratejisi”nde (2004) yer verilen stratejiler ile politikaları biliyor musunuz?
Evet ( ) Hayır ( )
49) Meslek örgütlerinin etkinliklerine yeterince katılabiliyor, katkıda bulunabiliyor musunuz?
Evet ( ) Hayır ( )
50) Ormanlarımız ile ormancılığımızla ilgili hukuksal düzenlemeleri (yasa, yönetmelik, tüzük,
tebliğ, tamim) bu düzenlemelerdeki değişiklikleri izliyor musunuz?
Evet ( ) Hayır ( )
51) Bir yakınınızın da orman mühendisi olmasını ister misiniz?
Evet ( ) Hayır ( )
52) Fakir Baykurt’un “Yayla” başlıklı romanını okudunuz mu?
Evet ( ) Hayır ( )
53) Ağaçlandırdığınız ya da gençleştirdiğiniz yerlerin sonraki durumunu hiç merak ediyor musunuz?
Evet ( ) Hayır ( )
54) Güher ile Süher Pekinel Kardeşleri tanıyor musunuz?
Evet ( ) Hayır ( )
55) << “Orman işletmelerini amaçlara göre planlamak”, “Orman işletmelerinin ekonomik durumunu
değerlendirmek” de (Selahattin Köse) orman amenajmanın görevi değildir!>> görüşüne katılıyor
musunuz?
Evet ( ) Hayır ( )
56) <<Dikili ağaç satışı bir satış yöntemi olmayıp, sadece satışın zamanı ile ilgili bir kavramdır.”
>> (İsmet Daştemir) görüşü yanlış mıdır?
Evet ( ) Hayır ( )
57) Mesleksel konularda her zaman haklı olduğunuzu düşünüyor musunuz?
Evet ( ) Hayır ( )
58) Üst yöneticiniz mesleksel alanda her söylediğini duraksamaksızın yapmaya çalışır mısınız?
Evet ( ) Hayır ( )
10
59) Mesleksel konularda her zaman haklı olduğunuzu düşünüyor musunuz?
Evet ( ) Hayır ( )
60) <<…yerden ağaç tepelerine doğru yükselirken karşılaşılan farklı varlık düzeylerinin, farklı
yaşam biçimlerinin ve bunların kendi aralarındaki ilişkilerin inceliğini sözcüklerle de kamerayla
da yakalamak olanaksızdır. Orman bir anlamda, duyusal olarak çok fazla çeşitliliği barındıran
ve yüzeyinde göze çarpanlar dışında pek kavranamayan büyük bir denize benzer.>> (John
Fowles) düşüncesine katılıyor musunuz?
Evet ( ) Hayır ( )
61) Türkiye Ulusal Ormancılık Programı (2004-2023)’da yer verilen ilkeleri, amaçları, eylemleri
biliyor musunuz?
Evet ( ) Hayır ( )
62) Çalıştığınız orman ekosistemlerinde sizden önceleri hangi çalışmaların yapıldığını merak
edip inceler misiniz?
Evet ( ) Hayır ( )
63) Türk Ceza Kanunu’nun 181 ile 185. maddelerini biliyor musunuz?
Evet ( ) Hayır ( )
64) <<“Ormanı istediğimiz yerde kurarız ama turizmi istediğimiz yerde yapamayız.” (Nuri Uslu)
düşüncesine temelden katılmıyorum!>> görüşünde misiniz?
Evet ( ) Hayır ( )
65) Devlet mülkiyetinde olması, hukuksal olarak “orman olarak” sayılan yerlere güvence sağlar
mıdır?
Evet ( ) Hayır ( )
66) Ormancılık araştırma enstitülerindeki çalışmaları gerektiğince yakından izliyor, yaralanıyor
musunuz?
Evet ( ) Hayır ( )
67) Tıraşlama uygulamaları, bir ekokırım mıdır?
Evet ( ) Hayır ( )
68) <<Orman ekosistemlerinin de varlıklarını sürdürme hakkı vardır!>> düşüncesine katılır mısınız?
Evet ( ) Hayır ( )
69) Bethooven’nin “Pastoral Senfonisi”ni hiç dinlediniz mi?
Evet ( ) Hayır ( )
70) <<Orman eşzamanlı görüntüler halinde ağaçların yaşamını anlatıyor. Taze sürgünler, yetişkin
bitkiler, yaşlanan kütükler… Orman bize yaşama kendi dinamik açısından bakmayı öğretiyor.
Yaşamın dünyanın süresi içinde bütünleştirilmiş bir algısını edinmeyi.>> (Hubert Reeves)
düşüncesine katılıyor musunuz?
Evet ( ) Hayır ( )
***
11
“SĠVĠL” YURTTAġLARIMIZ…
1) <<Orman ekosistemleri;
“Çok” sayıda ve “çok” çeşitli alt sistemlerin etkileşimli ve değişken bütünlüğüne sahip
olan;
İnsan iradesinden bağımsız olarak “çevresini” etkileyebilen ve “çevresinden” etkilenebilen;
varlığının ve yokluğunun yol açabileceği etkiler herhangi bir mülkiyet biçimi, tür ve sınıfla
sınırlandırılamayan;
Türkiye özelinde oluşumu ve varlığını sürdürebilmesi için herhangi bir özel emek ve
sermaye kullanılmayan
kamusal doğal varsıllıklarımızdır.>>
görüşünü doğru buluyor musunuz?
2) <<Doğada olup bitenleri anlama umudunu tamamen yitirme pahasına bile olsa çok kapsamlı
açıklamalardan uzak durmak gerekir. Onların egemenliği çok daha zengin bir gerçekliği maskeleyebilir.
Daha derin katmanlara inebilmek için sorgulayıcı kuşku içinde kalmayı kabul etmeli>>
(Hubert Reeves) savına katılıyor musunuz?
Evet ( ) Hayır ( )
3) Orman ekosistemlerinin Sizden neler beklediğini gerektiğince duyumsayabiliyor musunuz?
Evet ( ) Hayır ( )
4) Ormancılıkta gönlünüz var mı?
Evet ( ) Hayır ( )
5) Orman ekosistemlerinin en geniş anlamıyla (orman ekosistemini oluşturan canlı ve
sansız varlıklarla bir bütün) kamusal (her varlığın, herkesin, ortak, kimsenin olmayan vb)
varlıklar olduğuna inanıyor musunuz?
Evet ( ) Hayır ( )
6) Önceki soruya yanıtınız “Evet” ise, bir “ormancı adayı yurttaş” olarak orman ekosistemlerinin
Sizden beklentilerini yerine getirmek için yeterince çaba gösteriyor musunuz?
Evet ( ) Hayır ( )
7) <<Anayasanın 170. Maddesindeki; “Orman olarak muhafazasında bilim ve fen bakımından
hiçbir yarar görülmeyen, aksine tarım alanlarına dönüştürülmesinde kesin yarar olduğu tespit
edilen yerler… dışında orman sınırlarında daraltma yapılamaz.” kuralı doğru değildir !>>
düşüncesine katılıyor musunuz?
Evet ( ) Hayır ( )
12
8) <<Nermi Uygur’un;
“Teknikte her yapılabileni yapmaya kalkışmak;
delilik,
aptallık,
saygısızlık,
sevgisizlik,
cinayet.
Teknik alanında;
yaptığın için,
yapmadığın için,
gereği gibi yapmaktan kaçındığın için,
yapar görünüp yapmadığın için
alçakça sorumlusun hep.”
görüşü ormancılık alanında çok daha önemlidir!>> görüşüne katılıyor musunuz?
Evet ( ) Hayır ( )
9) Ormancılık çalışmaları konusunda gerektiğince bilgili olduğunuzu düşünüyor musunuz?
Evet ( ) Hayır ( )
10) Ormancılık çalışmaları konusunda bilgilenmek için girişimlerde çaba gösteriyor musunuz?
Evet ( ) Hayır ( )
11) Ormancılık çalışmalarını olanaklarınızın elverdiğince yakından izliyor musunuz?
Evet ( ) Hayır ( )
12) Ormancılık meslek örgütlerinin (Oda, Dernek, Sendika), ilgili gönüllü kuruluşların ormancılık
ve orman ekosistemleriyle ilgili neler yaptıklarıyla gerektiğince ilgileniyor musunuz?
Evet ( ) Hayır ( )
13) Bir orman ekosistemine girdiğinizde ya da karşısında çok boyutlu, yanı sıra, dinamik
gözlemler, sorgulamalar yapabiliyor musunuz?
Evet ( ) Hayır ( )
14) <<Doğal ormanlar turizmle yok ediliyor deniyor. Sayın Hocam, eğer Türkiye’nin menfaati
varsa ve Türkiye ormanları yok olup da ormanlardan temin edilen fayda kayalarda gelecekse,
ormanları yok edip kaya yapalım: felsefemiz bu. Eğer, Türkiye’de turizm bir gelir getiriyorsa,
ormanların gelirinin bin misli ise ve Türkiye’nin sahil şeridini tamamen etkilemiyorsa, elbette
ki ormanlar yok edilip turizme tahsis edilecektir. Çünkü, Türkiye’nin menfaati vardır. Gelir
Türk milletinindir. Biz olayı böyle görüyoruz. >> (Cemal Akın) yaklaşımı yanlış mıdır?
Evet ( ) Hayır ( )
15) “Baltalık orman” teriminin ne anlama geldiğini biliyor musunuz?
Evet ( ) Hayır ( )
16) Kendiniz bir demokrat sayar mısınız?
Evet ( ) Hayır ( )
17) Paylaşımcı mısınız (bilgilerinizi, deneyimlerinizi, duygularınızı, kaygılarınızı, acılarınızı,
vb) dostlarınızla paylaşır mısınız?
Evet ( ) Hayır ( )
13
18) Ormancılık uygulamalarıyla ilgili değişme ve gelişmeleri izliyor musunuz?
Evet ( ) Hayır ( )
19) Hikmet Birand’ın “Alıç Ağacı ile Sohbetler” kitabını okudunuz mu?
Evet ( ) Hayır ( )
20) Paylaşımcı mısınız (bilgilerinizi, deneyimlerinizi, duygularınızı, kaygılarınızı, acılarınızı,
vb) dostlarınızla paylaşır mısınız?
Evet ( ) Hayır ( )
21) Ormancılık tarihini biliyor musunuz?
Evet ( ) Hayır ( )
22) “Doğa Hakları” düşüncesini, yaklaşımını anlamlı buluyor musunuz?
Evet ( ) Hayır ( )
23) Orman ekosistemlerine girdiğinizde hareketliliği; daha açık bir söyleyişle sürekli oluşum,
etkileşim, değişim süreçlerini duyumsayabiliyor musunuz?
Evet ( ) Hayır ( )
24) Felsefe, ilgilendiğiniz bir uğraşı alanı mıdır?
Evet ( ) Hayır ( )
25) Türkçeyi gerektiğince bildiğinizi ve kullanabildiğinizi düşünüyor musunuz?
Evet ( ) Hayır ( )
26) Sözgelimi; Ahmet İnam’ı, Nermi Uygur’u, Hubert Reeves’i tanıyor musunuz?
Evet ( ) Hayır ( )
27) Tıraşlama uygulamaları, bir ekokırım mıdır?
Evet ( ) Hayır ( )
28) Ormancılık, en geniş anlamıyla bir kamu hizmeti alanı mıdır?
Evet ( ) Hayır ( )
29) <<İcat çıkarıp düzeni rahatsız edebilen düşünsel, sanatsal, bilimsel, kültürel manevi açılardan
yeni ufuklar deneyin insanları desteklerim.>> (Ahmet İnam) düşüncesine katılır mısınız?
Evet ( ) Hayır ( )
30) 1982 yılında benimsenen “Doğa Şartı” nedir; biliyor musunuz?
Evet ( ) Hayır ( )
31) <<Bir sav yanlışlanabilir olduğunca bilimsel olmaya adaydır!>>” (Karl Popper) savını benimsiyor
musunuz?
Evet ( ) Hayır ( )
32) Yaşar Kemal’in “Yanan Ormanlarda elli Gün” başlıklı kitabını (en son YKY yayımladı)
okudunuz mu?
Evet ( ) Hayır ( )
33) 1992 yılında Rio’da gerçekleştirilen Birleşmiş Milletler Çevre ve Kalkınma Konferansı’nda
benimsenen “Ormancılık İlkeleri”nin neler olduğunu biliyor musunuz?
Evet ( ) Hayır ( )
34) Bireysel, kişisel yeteneklerinizi, özelliklerinizi yukarıdaki “ormancı” tanımına uygun buluyor
musunuz?
Evet ( ) Hayır ( )
14
35) “Ortaklaşmacı” mısınız (birlikte çalışmaktan hoşnut olur musunuz)?
Evet ( ) Hayır ( )
36) Aldo Leopold’u tanıyor musunuz?
Evet ( ) Hayır ( )
37) “Sivikültür” ne anlama geliyor, biliyor musunuz?
Evet ( ) Hayır ( )
38) <<“Ormanı istediğimiz yerde kurarız ama turizmi istediğimiz yerde yapamayız.” (Nuri Uslu)
düşüncesine temelden katılmıyorum!>> görüşünde misiniz?
Evet ( ) Hayır ( )
39) Çok sesli (klasik) müzik dinler misiniz?
Evet ( ) Hayır ( )
40) Ozan Sunay Akın’ın “Makiler” başlıklı şiirini bilir misiniz?
Evet ( ) Hayır ( )
41) “Ulusal Ormancılık Stratejisi” (2004) ile “Türkiye Ulusal Ormancılık Programı (2004-
2023)”da yer verilen stratejileri, politikalar ile eylemleri biliyor musunuz?
Evet ( ) Hayır ( )
42) Ülkemizdeki toplumsal, kültürel değişme ve gelişmelerle ilgili bilgilenmeniz yeterli midir?
Evet ( ) Hayır ( )
43) Orman Genel Müdürlüğü’nün hazırladığı eylem planlarını
*
biliyor, uygulanmasını izliyor
musunuz?
Evet ( ) Hayır ( )
44) Fakir Baykurt’un “Yayla” başlıklı romanını okudunuz mu?
Evet ( ) Hayır ( )
45) Siz (ya da bir yakınınız) orman mühendisi olmayı ister misiniz?
Evet ( ) Hayır ( )
46) Ormanlarımız ile ormancılığımızla ilgili hukuksal düzenlemeleri, bu düzenlemelerdeki
değişiklikleri izliyor musunuz?
Evet ( ) Hayır ( )
47) Ülkemizdeki orman ekosistemlerinin yapısal özelliklerini biliyor musunuz?
Evet ( ) Hayır ( )
48) Güher ile Süher Pekinel Kardeşleri tanıyor musunuz?
Evet ( ) Hayır ( )
49) Devlet mülkiyetinde olması, yanı sıra, devlet tarafından yönetilmesi (korunması, işletilmesi,
“iyileştirilmesi”, genişletilmesi vb) hukuksal olarak sayılan yerlerin güvencesi midir?
Evet ( ) Hayır ( )
* Bozuk Meşe Alanlarının Rehabilitasyonu Eylem Planı (2005-2014), Sedir Ormanları Rehabilitasyonu
Eylem Planı (2005-2014), Meşe Ormanlarının Rehabilitasyonu Eylem Planı (2006-2015), Ardıç Ormanlarının
Rehabilitasyonu Eylem Planı (2006-2015), Baltalık Ormanların Koruya Dönüştürülmesi
Eylem Planı (2006-2015), Keçiboynuzu Eylem Planı (2006-2015), Fıstıkçamı Eylem Planı (2006-
2010), Her Köye Bir Orman Eylem Planı (2007-2011) vb
15
50) Türk Ceza Kanunu’nun 181 ile 185. maddelerini biliyor musunuz?
Evet ( ) Hayır ( )
51) Ormancılık uygulamalarında da çevresel etki değerlendirmesi yapılmalı mıdır?
Evet ( ) Hayır ( )
52) Ormancılık araştırma enstitülerindeki çalışmaları gerektiğince yakından izliyor, yararlanıyor
musunuz?
Evet ( ) Hayır ( )
53) << “... vakit geçirmeden yurt genelinde bir seferberlik ilan ederek hiç boş alan kalmayacak
şekilde her yerin daima yeşil kalabilen ve hızlı yetişen, az su isteyen ve yangına dayanaklı
ağaçlarla ağaçlandırılması gerekir.” (Meteoroloji İşleri Genel Müdür Yardımcısı, 2007) yaklaşımı
kesinlikle doğru değildir!>> düşüncesine katılıyor musunuz?
Evet ( ) Hayır ( )
54) “YARDOP”un ne anlama geldiğini biliyor musunuz?
Evet ( ) Hayır ( )
55) Orman amenajman planlarının ne olduğunu biliyor musunuz?
Evet ( ) Hayır ( )
56) Sanat tarihçisi, ressam vb Gürol Sözen’in;
<<Doğayı ben ağaçlar, çiçekler, böcekler olarak görmüyorum. Doğanın yok edilmesi ağacın,
suların yok edilmesiyle ilgili değil. Bu, insanoğlunun hüznünü ve kısa süreli mutluluklarla
beraber ışığın, renklerin, müziğin, şiirin, hatta trajedyanın; bu doğrultuda masalların da
yok edilmesi anlamını taşıyor.>>
sözlerine katılıyor musunuz?
Evet ( ) Hayır ( )
57) “Orman ekosistemlerinin de varlıklarını sürdürme hakkı vardır” düşüncesine katılır mısınız?
Evet ( ) Hayır ( )
58) Bethooven’nin “Pastoral Senfonisi”ni hiç dinlediniz mi?
Evet ( ) Hayır ( )
59) <<Bazı alanlar var ki, orman olarak gözüküyor, fakat makilik alan. Hiçbir şeyin yetişmesi
mümkün değil.>> düşüncesinin yanlış olduğunu düşünür müsünüz?
Evet ( ) Hayır ( )
60) Kendinizi, orman mühendisi kökenli Sayın Kâmil Masaracı’nın aşağıdaki düşüngülüncündeki
(karikatüründeki?) kişilerden birisi olarak görüyor musunuz?
Evet ( ) Hayır ( )
***
Merhaba;
Kimi dostların; “- Bu da nereden çıktı şimdi?” dediğini duyar gibiyim; merak edenler için
söyleyeceğim: Bir kez, siyasal iktidarın ülke içinde ve dışında oluşturduğu, oluşmasına
katkıda bulunduğu akıl dışı, son derece acılı gündeme tutsak olmamaya çaba gösteriyorum.
Sonra; her sınıf ve kesimden yurttaşlarımız arasında giderek yaygınlaşan ne pahasını
olursa olsun “bir şeyler” olma, sayılma tutkusunun ulaştığı boyutlardan “fena halde”
rahatsızım. Tamam; “bir şeyler” olmak, sayılmak öteden beri insanca tutkulardan
birisi olmuştur. Ancak, bu tutku şimdilerde bireysel ve kamusal pek çok sorumluluğun
ötelenmesine yol açabilecek denli öne çıktı; üstelik anlamı, dolayısıyla içeriği, öncelikleri
ile ağırlıkları çok değişti. Örneğin; söz konusu tutkuların gerçekleştirilmesi artık yüklüce
maliyetlerin göze alınmasını gerektiriyor. Öyle ki, çoğunluk paran olduğunca “bir şeyler”
olunabiliyor artık. Bence çok daha önemlisi, “bir şeyler olmak” tutkusu, bireyleri, sınıfları
kamusalcılıktan uzaklaştırdı. Bu olumsuzluklara karşın yine de her yaştan yurttaşımızın
gönüllü, özverili çabalarını gözlemledikçe umutlanıyorum. Hele bu çabaların “ormanlarımıza”
da yöneldiğini görünce, söz aramızda, “zevkten dört köşe oluyorum” doğrusu.
Ahhh; bir de ormancılığımıza yöneldiğini bir görebilsem... Bu nedenledir ki, elimden
geldiğince, ormancılığımızda olup bitenlere dikkat çekmeye çalışıyorum; ormancılık,
“ormanlarımızın” devamlılığı üzerinde en etkili etkinlik alanlarından birisi çünkü. Dolayısıyla,
“ormancı” olabilmek – çokça anlaşıldığı gibi “orman muhafaza memuru ya da orman
mühendisi olmak değil; “ormancı” olabilmekten söz ediyorum !- yaşamsal önem taşıyor.
“- Ülkemizde orman mühendisleri yetiştiriyorlar ya; daha ne olsun!”
diyenlerdenseniz eğer, yine kimi meslektaşlarımı kızdırma pahasına yalnızca şunu söyleyebilirim:
Ben yetmediğini düşünüyorum! Yanlış anlaşılmasın; “…Sessiz Tartışmalar
(23)”de ayrıntılı olarak açıklamaya çalıştığım gibi, ormancılığın yalnızca orman mühendisliği
hizmetlerine indirgenmesinin orman ekosistemlerini yönetmeye yetmeyeceğini
söylüyorum. Daha sonra açıkladığımda da göreceksiniz; gerekli gördüğüm “ormancı”
Önyargıyla hemencecik “- Haydi canım sen de!” demeyecek dostlar için, “haddim olmasa
da” bir özsorgulama çerçevesi – “özçekim” var, neden “özsorgulama” da olmasın?- oluşturmaya
kalkıştım. Ne var ki, “kalkıştım” dememe bakmayın; özsorgulamayı gerçekte siz
yapacaksınız; sonuçlarını ise siz istemedikçe kimseler bilmeyecek. Söyledim ya; bu bir
“özsorgulama çerçevesi”! “- Peki; neye yarayacak böyle bir özsorgulama?” derseniz, onu
da söyleyeyim; belki hiçbir işe yaramayacak☺; kestiremiyorum.
Öte yandan; başka sorular üreterek siz de, deyim yerindeyse “kafanıza uygun” çok daha
anlamlı bir özsorgulama çerçevesi oluşturabilirsiniz. Amacım çok açık: Bir kezcik olsun
bu alanda da “aynaya bakma” gereğini gündeme getirmek; yanı sıra, “ormancı” olmak
üzerinde birazcık düşünmelere tartışmalara yol açabilmek. Böyle bir soruşturma, en
azından ayna da görebileceklerimiz üzerinden bir özeleştiri ya da öngörü yapmamıza
katkıda bulunabilir belki; bilemiyorum.
“Ormancı” olmak üzerine…
Mustafa Kemal ATATÜRK’ün “Lâik olmanın” ne demek olduğunu soranlara verdiği yanıt
gibi; “Adam olmaktır, adam!” demeyeceğim kuşkusuz. Günümüzde, “adamdan” saymanın
sayılmanın da ölçütleri değişti çünkü. Ancak, söyleyebileceklerimin Mustafa
Kemal’in amaçladığına koşut olacağını belirtip, kendi savımı sunayım:
1
“Ormancı”, sıra dıĢı bir insandır ! Sıradanlığı aĢamaya isteği
olmayanlara ya da aĢmak için gerekli çabayı, kimileyin
de özverileri göze alamayanlar; bu doğrultuda gerektiğince
çaba göstermeyenler “ormancı” olamaz!
Biliyorum, abarttığımı, “ormancı güzellemesi” yaptığımı düşünüyorsunuz. Gerçekte, bir
yanıyla haksız da sayılmazsınız. Ama, izin verirseniz; tastamam kırkbeş yıldır “ormancı”
olmaya çalışan bir yurttaşınız uğraşı alanını bu denli yüceltebilsin artık; kime ne zararı
olabilir ki… Kaldı ki, amacım bu değil; amacım, “ormanlarımızın” gerektiğince yönetilebilmesi
için “ormanlarla” doğrudan ya da dolaylı olarak ilgili herkesin gerçekten de
“ormancı” olup olmadıklarının, olup olamayacaklarının kendilerince sorgulamalarına
karınca kararınca katkıda bulunmak.
“- Buna gerek var mı; isteyen herkes kendince “ormancı” olabilir
ya da kendisini “ormancı” sayabilir!”
diye düşünüyor olabilirsiniz kuşkusuz. Hayır olamaz ve de sayamaz bence. Sözgelimi,
orman fakültelerini bitirip orman mühendisi olmanız “ormancı” olabilmenize yetmez.
Örneğin; ben orman mühendisiyim ama kendimi henüz “ormancı” sayamıyorum. Ek
olarak; orman fakülteli nice bilimci ile orman genel müdürü, orman bölge müdürü vb
tanıyorum ama çoğunun gerçekten “ormancı” olabilmesi için daha onlarca fırın ekmek
yemesi gerekiyor. Kısacası; orman mühendisi olmak, kişinin “ormancı” olabilmesini,
eğer o da gönülden istiyorsa, yalnızca kolaylaştırabilir. Kaldı ki, şimdilerdeki orman
mühendisliği öğretimi ile işlendirme düzeninde bu bile rastlantısaldır. Buna karşılık,
öyle yurttaşlar tanırım ki, “ormancı” olmakta orman mühendisliği öğrenimi görenleri,
dahası, “ormancı” olabilmek için yıllarca “atmadık takla” bırakmayan beni bile, deyiş
yerindeyse “suya götürür de susuz geri getirebilir”; henüz tam olarak “ormancı” olamasa
bile benden daha çok yaklaşabilmiştir; öylesine “ormancılaşabilmiştir” yani.
Sanıyorum, şimdi kendinize; “- Yine ne demek istiyor bu arkadaş?” sorusunu soracak
aşamaya geldiniz. Gelmişsinizdir varsayımıyla daha ileri gidip, yukarıdaki soruyu yanıtlayabilirim
artık: Yıllardır söyledim; anlatmaya çalıştım ama bir tek kişi olsun yandaş
kazanamadım. Yine de yeri gelmişken bir kez daha söyleyeceğim: Gönlümdeki, düşlerimdeki
“ormancı”;
orman ekosistemlerini bir sistemsel bütününün –evrenin?- parçası olarak
tüm değiĢmeleri ve etkileĢimleriyle birlikte, yine bir bütün olarak
algılayabilen,
görebilen,
anlayabilen,
boyutlandırabilen,
sorgulayabilen
sevebilen ve
açıklayabilen
yaratıcı, estetikçi, kamusalcı, halkçı, dayanıĢmacı, paylaĢmacı bir
gönülleyen, yanı sıra;
düĢünen,
bilgilenen
eyleyen,
sanatçı
bir insan olmalıdır !
Açıktır ki, bu özelliklerin kimilerinin doğal bir yetenek; deyim yerindeyse “Tanrı vergisi”
olduğu söylenebilir. Bu özellikleriyle, beylik bir söyleyişle;
“Ormancı” olunmaz, “ormancı” doğulur !
Buna karşılık, söz konusu özelliklerin kimileri ise pekiştirilebilir ya da zor da olsa sonradan
edinilebilir. Örneğin; resim çizebilmek – Çok şaşırdım; Kenan Evren de nereden aklım
geldi şimdi?☺- ya da şarkı söyleyebilmek yahut bir çalgı çalabilmek vb gibi. Ancak, herkesin
resim yapması ya da şarkı söylemesi gerekmez ki; öyle değil mi?
2
Çok mu zor; evet, hem de çooook zor! Ancak orman ekosistemlerinin her koşulda devamlılığını
sağlamanın, yeni orman ekosistemleri oluşturabilmenin – ağaç toplulukları ya da
ağaç tarlaları değil !- başka bir yolu yok bence. Var mı sizce?
Öte yandan;
“- İyi ama ülkemizin şimdilerde içinde bulunduğu koşullarda da
böyle bir “insan” olabilir, yetiştirilebilir mi?”
sorusu aklınıza gelebilir. Kişi böylesi yeteneklerinin olduğunu düşünüyor, “ormancı”
olmayı gerçekten istiyor, dahası, bu amaçla;
kararlı, zorlu, sabırlı çabalara girmeyi;
gönlü her türlü “doğal” sürece, ortama, varlığa, dönüşüme önyargısızca,
yanı sıra, sınırsızca açmayı;
kendini her türlü önyargılardan, bilgisel “kirlenmelerden” arındırmayı;
gerektiğince bilgilenmeyi;
bilinçli emek vermeyi de
göze alabiliyorsa eğerse; neden olmasın, olamasın; “bal gibi” olabilir bence… Daha
önce de söylediğim gibi; çok zor ama olanaklı. Daha önce söylediğim gibi, az da olsa
böyle örnekleri var çünkü. Gönlüm ister ki; varlık nedenleri gerçekte böylesi çabalarda
bulunmak olan ilgili öğretim kurumları, meslek örgütleri, gönüllü kuruluşlar bir de bu
doğrultuda uğraş verebilsin… Gönül bu işte; ister mi ister!
Şimdi “Giriş” sözlerimi bitirmeden önce başka bir can alıcı soruya geleyim:
“- “Ormancı” olabilmeyi gerçekten de başarabilmiş kişi, ülkemizde
“ormancılık” yapabilir mi?”
Bence, yapmasına yapabilir ancak soruyu şöyle sormak daha doğru olacak sanırım:
“- “Ormancı” olabilmeyi gerçekten de başarabilmiş kişiye ülkemizde
“ormancılık” yaptırırlar mı?”
Çok açık: Şimdilerdeki egemen ormancılık kültüründe köktenci bir değişim gerçekleşmediğinde,
büyük bir olasılıkla yaptırmazlar ! Açıktır ki, bu değişim de kendiliğinden gerçekleşmez.
Yine de ben diyorum ki; “bir yerlerden başlamak gerekir.”
“Ormancı” olmayı göze alabilecek orman mühendisi dostlara…
Hemen söyleyeyim: “Ormancı” olabilmek sizler için hem çok zor hem de kolay: Einstein’ın
olduğu söylenen bir sav var, bilirsiniz: “Önyargıları yıkmak atomu parçalamaktan
daha zordur!”. Bizler, en iyi durumda bile mühendislik ideolojisi kazandırmaktan öteye
geçemeyen orman mühendisliği öğrenimi yaptık. Ne yazık ki, bu ideolojiden kurtulup
“ormancı” olabilmemiz gerçekten de “zor zanaat”. “Ormancı” olmayı gerçekten de istiyorsanız,
yanı sıra, alt yapısal özelliklere sahip olduğunuzu düşünüyorsanız eğer, bu
denli zorlu bir uğraşı, belki de özveriyi göze almanız gerekecek.
Öte yandan; söz konusu zorluğa karşılık orman mühendisliği öğrenimimiz bizlere “ormancı”
olabilmenin alt yapısal gereklerinden birisi olan teknik bilgiyle yeterince donatmış
olabilir. Ek olarak; “meraklısıysak”, gereksinme duyacağımız bilgiler ile belgeleri
nerelerden, kimlerden nasıl sağlayabileceğimizi de öğrenmişizdir. Bu nedenle bir bakıma
şanslı sayılabiliriz.
Doğrusunu isterseniz, ben şansımı kullanmaya kalkışmış; elimden geleni de yapmaya
çalıştığımı sanıyorum. Ancak bunca yıldır en azından gönlümce başarılı olduğumu düşünemiyorum.
Bir kez, orman mühendisliği öğrenimim boyunca bana da kazandırılan
mühendislik ideolojisini yeterince aşamadım çünkü. Sonra; “ormancı” olabilmek için
gerekli gördüğüm yetilerin kimileri bende hiç yoktu; var olan kimi yetilerimi ise çoğunu
gerektiğince geliştiremedim. Sonuçta, benzetmem yerindeyse, ancak “altı kaval, üstü
şişhane” yahut “ne deve ne kuş” örneği bir “tip”, öylesine bir orman mühendisi olup
kaldım işte. Ama, kimi dostların hiç şaşırmayacakları gibi, “ormancı” olmayı, deyim yerindeyse,
“kafamı taktım”: Çok kararlıyım, önünde sonunda başaracağım; nasıl olsa
yaşım henüz çok küçük çünkü☺. Bence siz de başarabilirsiniz; - TV’lerde yayımlanan
kamu spotlarını anımsadım; “Hadi Baba (meslektaşım); yapabilirsin !- en azından denemelisiniz.
Sonra; “ormancı” olamayan, daha kötüsü, belki hiçbir zaman da olamayacak orman
mühendislerinin çoğalmasından “fena halde “kaygı duyuyorum çünkü; söylemek
gibi olmasın, siz de duymalısınız bence.
3
Ancaaaak;
“- Artık çooook geç… Böyle bir özsorgulama yapsam n‟oluuuur, yapmasam n‟olur?”
ya da
“-Böyle bir özsorgulamanın hiçbir şeye yaramayacağını sen söyledin; zamanımı neden
boşa harcayayım ki?”
yahut;
“- Ben zaten bir „ormancıyım‟; böyle boş işlerle uğraşmama ne gerek var?”
diye düşünüyor da olabilirsiniz kuşkusuz.. Ne diyebilirim ki; canınız sağolsun!
Yine de, yaşı, konumu ne olursa olsun, en azından bir meslektaşımın “ormancı” olabilme
uğraşısını göze alabileceğini umuyorum. Göze alabilecek Sayın Meslektaşlarıma
soruyorum: Hiç mesleksel özeleştiri yaptınız mı; böyle bir alışkanlığınız var mı? Sözgelimi;
birlikte çalıştıklarınıza nasıl davrandığınızı, çalışma sorunlarıyla gerektiğince ilgilenip
ilgilenmediğinizi; kararlarınızı verirken onların görüşleri ile önerilerini, dahası, eleştirilerini
ne denli dikkate aldığınızı; yanı sıra, yönettiğiniz orman ekosistemlerini ne denli
tanıdığınızı; ormancılık politikalarının yerindeliğini, teknik ve yönetsel uygulamalarınızın
ne denli doğru olduğunu vb hiç sorguladınız mı? Bence geç kalmış sayılmaz; şimdilerde
de sorgulayabilirsiniz.
Çevre/doğa korumacı dostlar; sizler de “ormancı” olabilirsiniz bence…
Biliyor musunuz; ülkemizde hiç “sivil ormancı” örneği yok; neden acaba? Gerek mi ya
da gerekli olduğunu düşünen mi yok; yoksa, olanaksız mı görülüyor. Kimbilir; “- Ülkemizde
bu denli zorlu günler yaşanıyorken bir de “ormancı” olmaya ayıracak zamanım
yok!” deniyordur; bilemiyorum. Ama bence hem gerek var hem de olanaklı: Bilmem
biliyor musunuz: Kırsal Çevre ve Ormancılık Sorunları Araştırma Derneği, yirmibeş yıldır
“Dendroloji (Ağaçbilim ve Orman Ekolojisi Okulu” etkinlikleri düzenliyor. Bu etkinlikler
ilk kez tasarlanırken bir amaç da “sivil ormancı” yetiştirilmesine katkıda bulunmaktı.
Biliyorum; en azından başlangıçta “uçuk” sayılabilecek bir fikirdi. Ancak, zamanla, “sivil
ormancı” olmaya kalkışabilecek denli gözü kara yurttaşlarımızın hiç de az olmadığına
güvenmiştik. Ne yazık ki bir yerlerde hata yaptık, dolayısıyla da başarılı olamadık; daha
doğrusu, ben olamadım. Olanaksızlıktan değil, tümüyle benim beceriksizliğimden; deyim
yerindeyse, “maymun iştahlı” olduğumdan vb. Şimdi düşünüyorum da, keşke gerektiğince
“gözü kara” olabilseydim… Başarabilir miydim, bilemiyorum ama denemeye değerdi
bence. Şimdi “top sizlerde”; siz benden daha donanımlı, yaratıcı, yanı sıra, çok
daha kararlı olabilirsiniz.
Örnek mi istiyorsunuz, bakın Sayın Hayrettin Karaca’ya; bitkibilim ya da orman ekosistemleriyle
doğrudan ya da dolaylı hiçbir “resmi” öğrenim sürecinden geçmemiş ama bu
alanlarda, özellikle de orman, bozkır vb karasal ekosistemleri tanımada, daha da önemlisi,
anlamada, anladıklarını açıklamada ben, deyim yerindeyse, onun eline su bile dökemem.
Sonra, biliyor musunuz; öndegelen yerbilimcilerden birisi de bu alanla ilgili herhangi
bir “resmi” öğrenim görmemiş… Başka örnekler de verebilirim ama gerek yok
sanırım. Bence, siz de yeterince isterseniz “ormancı” olabilirsiniz. Olabilmenin öncelikli
koşullarından birine, bence en önemlilerinden birisine sahipsiniz çünkü: Orman ekosistemlerini
seviyor; belki elinizden geldiğince korumaya çalışıyor, bu nedenle de çeşitli
özverileri göze alabiliyorsunuz; ne güzel… Peki, eksik olan ne? Belki yetkin bir yol göstereniniz
yok ya da doğal yetilerinizin uygun olmadığını, bilgi ve deneyim birikiminizin
yeterli olmadığını düşünüyor olabilirsiniz; bilemem. Ancak, en azından gerektiğince
bilgilenme olanakları artık o denli çok, çeşitli ki… Hele bir de yabancıl dil biliyor, bilgisayar
olanaklarını gerektiğince kullanabiliyorsanız, sizi kimseler tutamaz artık. Bence bir
deneyin; pişman olmazsınız.
Üstelik katlanılamayacak hiçbir maliyeti de yok !
Başlangıçta “bir şeyler olabilmenin” günümüzde yüklüce bir maliyete yol açtığını söylemiştim
anımsarsanız; bu her alanda geçerli bir vargı değil kuşkusuz. Sözgelimi; “ormancı”
olabilmenin katlanılamayacak maliyetlere yol açtığını düşünmüyorum. Gerekli
doğal yetileri varsa, hele de bir de gerçekten istekliyse herkes önünde sonunda iyi bir
“ormancı” olabilir bence. Üstelik, iyi bir “ormancı” olabilmek, özellikle orman mühendisliği
öğrenimi yapıp da ilgili kuruluşlarda çalışanlar için göz ardı edilmemesi gereken bir
zorunluluktur. Çünkü, iyi bir “ormancı” olamamış bir orman mühendisi kararları yanı sıra
uygulamalarıyla çok büyük kamusal maliyetlere, orman ekosistemlerinin devamlılığına –
kesinlikle “sürdürülebilirliğine” değil !- yol açabilir. Açıktır ki, bu bağlamda söz konusu olan
maliyetler yalnızca parasal ya da orman ekosistemlerinin yok olması vb değildir; orman
ekosistemlerinin niteliğinin hiçbir biçimde olumlanamayacak biçimde değişmesidir.
Tıpkı, iyi bir öğretmen ya da hekim yahut yargıç vb olamamanın maliyetleri gibi…
***
4
Çok daha anlamlı bir özsorgulama çerçevesi oluĢturmam gerek!
Özsorgulama kapsamında yer verdiğim soruları, yukarıda açıklamaya çalıştığım “ormancı”
yaklaşımımı da göz önünde bulundurarak, deyim yerindeyse, “kafama göre”
belirlemiştim. Ancak, dönüp dönüp okudukça gönlümce bir özsorgulama çerçevesi
oluşturamadığıma karar verdim. “…Sessiz Tartışmalar (23)”ü okuyanlar anımsayacaktır:
Yerleşik, yanı sıra, egemen ormancılık ideolojisine son derece aykırı “tezlerim” var:
Gerektiği gibi ormancılık yapmak söz konusu olduğunda, orman mühendisliği
ideolojisi, yeterli değildir. Kaldı ki, orman mühendisliği öğretiminde de yaşamsal
önemde eksiklik, dahası, yanlışlıklar var !
Orman mühendisi ≠ “ormancı”; çünkü “ormancı ⊃ orman mühendisi☺! (Bu
bağlamda aklıma matematik derslerindeki kümeler kuramı geldi nedense…)
Ne denli ciddiye alındığını kestiremiyorum ama bu “tezlerden” hareketle oluşturulacak
bir özsorgulamanın çok daha anlamlı sorulara dayanması gerekiyor. Keşke bir yardım
eden olsaydı… Görünüşe bakılırsa şimdilerde yok. Umarım, bir gün o da olur. Bu nedenle,
şimdilik sizlerden bu özsorgulama çerçevesiyle yetinmenizi dileyeceğim.!
***
Evet; bakalım “ormancı” olabilir misiniz…
Saygılarımla.
Yücel Çağlar
Özsorgulamamızı nasıl yapacağız?
Biliyorsunuz; özsorgulama yapmak, deyim yerindeyse, her yiğidin harcı değil! Öncelikle içtenlikli,
yeterince nesnel olabilecek bir yürek ister. Ek olarak; doğru bir yöntemden yararlanılması
göz ardı edilemeyecek bir zorunluluktur. Belki biliyorsunuzdur; yıllarca araştırmacılık
yapmaya çalıştım. Belki inanmayacaksınız; bu süreçte son derece kıyıcı özeleştireler yaptım;
özeleştiriyi, hukukçu Sami Türk’ün söylediği gibi, “yanılgısavar” olduğunu düşündüm
çünkü. Böyle iken, kim olursa olsun, bir kişinin “Giriş”te açıkladığım anlamda “ormancı” özelliklerine
ne denli sahip olduğunu ortaya koyabilecek soruları belirlemede çok zorlandım doğrusu.
Yine de denedim; bakalım siz de anlamlı bulabilecek misiniz.
İki kesime yönelik iki ayrı özsorgulama çerçevesi oluşturdum:
(i) Ormancılık Alanında Uğraş Verenler: Başta orman mühendisleri olmak üzere
ormancılık alanında çalışan; dolayısıyla ülkemizdeki orman ekosistemleri, yanı sıra,
ormancılık koşulları, etkinlikleri ile sorunlarıyla tanışık olanlar.
(ii) “Sivil” Yurttaşlarımız: Orman ekosistemlerini içtenlikle seven; onları daha yakından
tanımak için, deyim yerindeyse “yanıp tutuşan”; “ormanlarımızın” korunmasına
yönelik çabalarını bilgiyle desteklemek, bu doğrultudaki çabalara daha işlevsel
katkılarda bulunmak isteyen her yaştan, sınıftan, meslekten, öğrenim düzeyinden
yurttaşlarımız.
Amacım çok açık:
Orman ekosistemlerindeki değişmeler ile gelişmeleri izleyebilecek, anlayabilecek, açıklayabilecek;
orman ekosistemlerinin devamlılığını sağlayabilecek biçimde “yönetebilecek”,
gerektiğinde yenilerini - ağaç toplulukları ya da ağaç tarlaları değil !-oluşturabilecek vb becerilere
sahip “ormancı” olma/olabilme/olmama/olamama durumlarının ortaya konulması !
5
Bu denli soyut, genel bir tanım temel alındığında özsorgulamanın içeriği tümüyle farklı bir yaklaşımla
da düzenlenebilir kuşkusuz. Bu doğrultuda bir çabaya gireceklere şimdiden kolaylıklar
dilerim; ben “dediği dedik” bir kişi değilim☺
Öte yandan, yeri gelmişken yararlı olabileceğini düşündüğüm kimi açıklamaları da yapayım:
Sorular belirli bir doğrultuda sıralanmış değildir.
İstediğiniz sorudan başlayabilirsiniz (Ne anımsadınız; çok merak ediyorum☺).
Anlamsız bulduğunuz soruları yanıtlamayabilirsiniz.
İsterseniz soruları ağırlıklandırabilirsiniz.
Gerek duyarsanız yeni sorular ekleyebilirsiniz.
Nasıl mı yapacağız; şöyle: Maç ya da dizi izliyor ya da çocuklarınız yahut torunlarınızla oyalanıyor;
eşinizle dostunuzla söyleşiyorsanız; bir saatliğine ara vereceksiniz. Sessiz bir köşede,
çayınız ya da kahvenizle oturup bir süre düşüneceksiniz:
“Ormancı” olmayı gerçekten de istiyor muyum?
Alt yapısal özelliklerim, sahip olduğum yetiler “ormancı” olabilmem için yeterli mi?
“Ormancı” olabilmek için gerektiğince çaba göstermeyi göze alabiliyor muyum?
Başta zaman olmak üzere gerekli olanaklara sahip miyim?
vb sorulara “Evet” diyorsanız, özsorgulamanıza başlayabilirsiniz artık.
Yanıtlarınızı nasıl değerlendireceğinize gelince… Çok kolay; yalnızca bir oran hesaplayacaksınız,
hepsi bu:
Bu son derece yalın hesaplamayı yaptıktan sonra, aşağıdaki sonuçlara göre bir karar verebilirsiniz:
(i) Orman mühendisliği öğrenimi yapmış dostlarımızın “Evet” yanıtlarının oranı eğer;
< % 25 ise : Keşke başka bir meslek seçmiş olsaydınız !
% 26- 50 ise : İsterseniz yalnızca iyi bir orman mühendisi olmaya çaba gösterebilirsiniz !
% 51- 75 ise : İyi bir orman mühendisi olabilirsiniz ama “ormancı” olabilmeniz için daha
çoook çaba göstermeniz gerekecek !
> % 75 ise : Çok iyi bir “ormancı” da olabilirsiniz !
(ii) Orman mühendisliği öğrenimi yapmamış “ormansever” dostlarımızın “Evet” yanıtlarının
oranı eğer;
< % 25 ise : Neden başka bir ekosistem üzerinde çalışmayasınız ki?
% 26- 50 ise : Orman ekosistemlerini görmekle, tanımakla, gezmekle yetinebilirsiniz !
% 51- 75 ise : Siz de umut var bence; olabilirsiniz. Ancak biraz daha kararlı olup
daha çok çaba göstermelisiniz!
> % 75 ise : Çok iyi bir “ormancı” da olabilirsiniz!
***
Özsorgulamayı ben de yaptım; sonuç ne çıktı, öğrenmek ister misiniz? Söyleyeyim: % 68 !
Umarım, sizin oranınız daha yüksek çıkar; çıkması dileğiyle…
6
ORMANCILIK ALANINDA UĞRAġ VERENLER…
1) Orman ekosistemlerinin Sizden neler beklediğini gerektiğince duyumsayabiliyor musunuz?
Evet ( ) Hayır ( )
2) Ormancılıkta gerçekten de gönlünüz var mı?
Evet ( ) Hayır ( )
3) Orman ekosistemlerinin en geniş anlamıyla (orman ekosistemini oluşturan canlı ve cansız
varlıklarla bir bütün) kamusal (her varlığın, herkesin, ortak, kimsenin olmayan vb) varlıklar
olduğuna inanıyor musunuz?
Evet ( ) Hayır ( )
4) Önceki soruya yanıtınız “Evet” ise, meslek yaşantınızda ilke olarak orman ekosistemlerinin
Sizden beklentilerini yerine getirmek için yeterince çaba gösterdiğinizi söyleyebilir misiniz?
Evet ( ) Hayır ( )
5) Ormancılıkla ilgili öğreniminizi bitirdiğinizden bu yana mesleksel bilgilerinizi gerektiğince yenilediniz
mi?
Evet ( ) Hayır ( )
6) Herhangi bir nedenle uzaklaştığınızda, uzak kaldığınızda orman ekosistemlerini özlüyor
musunuz?
Evet ( ) Hayır ( )
7) Ormancılığımızda olup bitenlerden yanlış, yersiz, zararlı bulduklarınıza “harbiden” üzülüyor,
kaygı duyuyor musunuz?
Evet ( ) Hayır ( )
8) Çalıştığınız uğraşı alanı (ağaçlandırma, işletmecilik, amenajman planlaması, öğretim,
araştırma vb) her neyse bu alanda gerektiğince bilgili olduğunuzu düşünüyor musunuz?
Evet ( ) Hayır ( )
9) Birlikte çalıştıklarınızın uygulamalarını da gerektiğince yakından izliyor musunuz?
Evet ( ) Hayır ( )
10) Çalıştığınız uğraşı alanındaki deneyim ve bilgilerinizi uygulamaya aktarabilmek için her
türlü özveriyi göze alabildiğinize inanıyor musunuz?
Evet ( ) Hayır ( )
11) R. Bernhard’ı tanıyor musunuz?
Evet ( ) Hayır ( )
12) Birlikte çalıştıklarınızın (yöneten, yönetilen…) gerektiğince özenli davranmamaları karşısında
kaygılanıp gereğini yapıyor musunuz?
Evet ( ) Hayır ( )
7
13) Meslek örgütlerinizin (Oda, Dernek, Sendika) neleri, kimlerle, nasıl yaptıklarıyla gerektiğince
ilgileniyor musunuz?
Evet ( ) Hayır ( )
14) Yaptığınız ormancılık uygulamalarının orman ekosistemlerine onarılamayacak zararlar
verebileceğinizden yana kaygı duydunuz mu, duyuyor musunuz?
Evet ( ) Hayır ( )
15) Mesleki uygulamalarınızla ilgili olarak özeleştiri yapıyor musunuz?
Evet ( ) Hayır ( )
16) Önceki soruya yanıtınız evet ise, özeleştiri sonuçlarınızı dikkate alıyor musunuz?
Evet ( ) Hayır ( )
17) Ormancılığımızdaki özelleştirmeciliğin ulaştığı boyutlar kaşısında herhangi bir kaygıya
kapılıyor musunuz?
Evet ( ) Hayır ( )
18) Bir orman ekosistemi içinde (karşısında) çok boyutlu, yanı sıra, dinamik sorgulamalar
yapabiliyor musunuz (Nerelerde, neler, ne zaman, neden, nasıl gerçekleşiyor vb)?
Evet ( ) Hayır ( )
19) Kendiniz demokrat sayar mısınız?
Evet ( ) Hayır ( )
20) <<Orman Amenajman Yönetmeliği (Madde 38), 299 sayılı Ekosistem Tabanlı Fonksiyonel
Orman Amenajman Planlarının Düzenlenmesine Ait Usul ve Esaslar (2014), ile Ağaçlandırma
Yönetmeliği’yle (2008) yeni boyutlar kazanan “endüstriyel plantasyon” yaklaşımının uygulanma
biçiminden kaygı duyuyorum!>> düşüncesine katılıyor musunuz?
Evet ( ) Hayır ( )
21) Yenilikçi misiniz?
Evet ( ) Hayır ( )
22) Eleştiriye açık mısınız?
Evet ( ) Hayır ( )
23) Hikmet Birand’ın “Alıç Ağacı ile Sohbetler” kitabını okudunuz mu?
Evet ( ) Hayır ( )
24) Kendi uğraşı alanızın dışındaki ilgili mesleki uygulamalarla ilgili değişme ve gelişmeleri de
izliyor musunuz?
Evet ( ) Hayır ( )
25) Paylaşımcı mısınız (mesleksel bilgilerinizi, deneyimlerinizi, duygularınızı, kaygılarınızı,
acılarınızı, sevinçlerinizi vb) meslektaşlarınızla paylaşıyor musunuz?
Evet ( ) Hayır ( )
26) Ülkemizdeki toplumsal, kültürel değişme ve gelişmelerle ilgili bilgilenmeniz yeterli midir?
Evet ( ) Hayır ( )
27) <<”Özel ağaçlandırma” uygulamaları kapsamında “bozuk orman” sayılan yerlerde meyveli ağaç
ve ağaççıklarla yapılan tür değişiklikleri son derece sakıncalıdır!>> tezine katılıyor musunuz?
Evet ( ) Hayır ( )
28) <<Yetişme ortamı” envanterleri yapılmadığında/yapılamadığında orman ekosistemleri gerektiği
gibi yönetilemez!>> savı doğru mudur?
Evet ( ) Hayır ( )
8
29) Türkçeyi gerektiğince bildiğinizi ve kullanabildiğinizi düşünüyor musunuz?
Evet ( ) Hayır ( )
30) “Doğa Hakları” düşüncesini, yaklaşımını anlamlı buluyor musunuz?
Evet ( ) Hayır ( )
31) Orman ekosistemlerine girdiğinizde hareketi; daha açık bir söyleyişle oluşum, etkileşim,
değişim süreçlerini duyumsayabiliyor musunuz?
Evet ( ) Hayır ( )
32) Felsefe, ilgilendiğiniz bir uğraşı alanı mıdır?
Evet ( ) Hayır ( )
33) 1982 yılında benimsenen “Doğa Şartı” nedir; biliyor musunuz?
Evet ( ) Hayır ( )
34) Ahmet İnam, Aldo Leopold, Nermi Uygur, Hubert Reeves’ten herhangi birisi size tanışık
geliyor mu?
Evet ( ) Hayır ( )
35) <<Ormancılık, en geniş anlamıyla bir kamu hizmeti alanıdır!>> savına katılıyor musunuz?
Evet ( ) Hayır ( )
36) Ozan Sunay Akın’ın “Makiler” başlıklı şiirini bilir misiniz?
Evet ( ) Hayır ( )
37) <<Bozuk orman alanlarında orman dışına çıkarma yapmamak kaydıyla zeytin ağacı ile ağaçlandırma
yaptırılmak istenmesinin; orman alanları zeytinliğe dönüştürülerek ormanlar daraltılması,
bu alanların yeniden orman ekosistemine dönüşünün mümkün olmaması ve gelecekte arazinin
kullanandan geri alınabilmesinin mümkün olmaması gibi açık darboğazları vardır...>> (İÜ Orman
Fakültesi) görüşüne katılıyor musunuz?
Evet ( ) Hayır ( )
38) <<Bir sav yanlışlanabilir olduğunca bilimsel olmaya adaydır!>> (Karl Popper) savını benimsiyor
musunuz?
Evet ( ) Hayır ( )
39) Yaşar Kemal’in “Yanan Ormanlarda Elli Gün” başlıklı kitabını okudunuz mu?
Evet ( ) Hayır ( )
40) Çalıştığınız uğraşı alanı (ağaçlandırma, işletmecilik, amenajman planlaması, öğretim, araştırma
vb) her neyse, ormancılık politikalarındaki - değişiklikler çalışmalarınızı etkiliyor mu?
Evet ( ) Hayır ( )
41) 1992 yılında Rio’da gerçekleştirilen Birleşmiş Milletler Çevre ve Kalkınma Konferansı’nda
benimsenen “Ormancılık İlkeleri”nin neler olduğunu biliyor musunuz?
Evet ( ) Hayır ( )
42) Bireysel, kişisel yeteneklerinizi, özelliklerinizi yukarıdaki “ormancı” tanımına uygun buluyor
musunuz?
Evet ( ) Hayır ( )
43) “Ortaklaşmacı” mısınız (mesleksel çalışmalarınızı meslektaşlarınızla birlikte gerçekleşmekten,
tartışmaktan hoşnut olur musunuz)?
Evet ( ) Hayır ( )
9
44) Çok sesli (klasik) müzik dinler misiniz?
Evet ( ) Hayır ( )
45) <<Doğada olup bitenleri anlama umudunu tamamen yitirme pahasına bile olsa çok kapsamlı
açıklamalardan uzak durmak gerekir. Onların egemenliği çok daha zengin bir gerçekliği maskeleyebilir.
Daha derin katmanlara inebilmek için sorgulayıcı kuşku içinde kalmayı kabul etmeli>>
(Hubert Reeves) savına katılıyor musunuz?
Evet ( ) Hayır ( )
46) Hukuksal olarak “orman” sayılan tüm yerlerin devlet tarafından yönetilmesini (korunması,
işletilmesi, “iyileştirilmesi”, genişletilmesi vb) her durumda savunur musunuz?
Evet ( ) Hayır ( )
47) Ormancılık uygulamalarında da çevresel etki değerlendirmesi yapılmalı mıdır?
Evet ( ) Hayır ( )
48) “Ulusal Ormancılık Stratejisi”nde (2004) yer verilen stratejiler ile politikaları biliyor musunuz?
Evet ( ) Hayır ( )
49) Meslek örgütlerinin etkinliklerine yeterince katılabiliyor, katkıda bulunabiliyor musunuz?
Evet ( ) Hayır ( )
50) Ormanlarımız ile ormancılığımızla ilgili hukuksal düzenlemeleri (yasa, yönetmelik, tüzük,
tebliğ, tamim) bu düzenlemelerdeki değişiklikleri izliyor musunuz?
Evet ( ) Hayır ( )
51) Bir yakınınızın da orman mühendisi olmasını ister misiniz?
Evet ( ) Hayır ( )
52) Fakir Baykurt’un “Yayla” başlıklı romanını okudunuz mu?
Evet ( ) Hayır ( )
53) Ağaçlandırdığınız ya da gençleştirdiğiniz yerlerin sonraki durumunu hiç merak ediyor musunuz?
Evet ( ) Hayır ( )
54) Güher ile Süher Pekinel Kardeşleri tanıyor musunuz?
Evet ( ) Hayır ( )
55) << “Orman işletmelerini amaçlara göre planlamak”, “Orman işletmelerinin ekonomik durumunu
değerlendirmek” de (Selahattin Köse) orman amenajmanın görevi değildir!>> görüşüne katılıyor
musunuz?
Evet ( ) Hayır ( )
56) <<Dikili ağaç satışı bir satış yöntemi olmayıp, sadece satışın zamanı ile ilgili bir kavramdır.”
>> (İsmet Daştemir) görüşü yanlış mıdır?
Evet ( ) Hayır ( )
57) Mesleksel konularda her zaman haklı olduğunuzu düşünüyor musunuz?
Evet ( ) Hayır ( )
58) Üst yöneticiniz mesleksel alanda her söylediğini duraksamaksızın yapmaya çalışır mısınız?
Evet ( ) Hayır ( )
10
59) Mesleksel konularda her zaman haklı olduğunuzu düşünüyor musunuz?
Evet ( ) Hayır ( )
60) <<…yerden ağaç tepelerine doğru yükselirken karşılaşılan farklı varlık düzeylerinin, farklı
yaşam biçimlerinin ve bunların kendi aralarındaki ilişkilerin inceliğini sözcüklerle de kamerayla
da yakalamak olanaksızdır. Orman bir anlamda, duyusal olarak çok fazla çeşitliliği barındıran
ve yüzeyinde göze çarpanlar dışında pek kavranamayan büyük bir denize benzer.>> (John
Fowles) düşüncesine katılıyor musunuz?
Evet ( ) Hayır ( )
61) Türkiye Ulusal Ormancılık Programı (2004-2023)’da yer verilen ilkeleri, amaçları, eylemleri
biliyor musunuz?
Evet ( ) Hayır ( )
62) Çalıştığınız orman ekosistemlerinde sizden önceleri hangi çalışmaların yapıldığını merak
edip inceler misiniz?
Evet ( ) Hayır ( )
63) Türk Ceza Kanunu’nun 181 ile 185. maddelerini biliyor musunuz?
Evet ( ) Hayır ( )
64) <<“Ormanı istediğimiz yerde kurarız ama turizmi istediğimiz yerde yapamayız.” (Nuri Uslu)
düşüncesine temelden katılmıyorum!>> görüşünde misiniz?
Evet ( ) Hayır ( )
65) Devlet mülkiyetinde olması, hukuksal olarak “orman olarak” sayılan yerlere güvence sağlar
mıdır?
Evet ( ) Hayır ( )
66) Ormancılık araştırma enstitülerindeki çalışmaları gerektiğince yakından izliyor, yaralanıyor
musunuz?
Evet ( ) Hayır ( )
67) Tıraşlama uygulamaları, bir ekokırım mıdır?
Evet ( ) Hayır ( )
68) <<Orman ekosistemlerinin de varlıklarını sürdürme hakkı vardır!>> düşüncesine katılır mısınız?
Evet ( ) Hayır ( )
69) Bethooven’nin “Pastoral Senfonisi”ni hiç dinlediniz mi?
Evet ( ) Hayır ( )
70) <<Orman eşzamanlı görüntüler halinde ağaçların yaşamını anlatıyor. Taze sürgünler, yetişkin
bitkiler, yaşlanan kütükler… Orman bize yaşama kendi dinamik açısından bakmayı öğretiyor.
Yaşamın dünyanın süresi içinde bütünleştirilmiş bir algısını edinmeyi.>> (Hubert Reeves)
düşüncesine katılıyor musunuz?
Evet ( ) Hayır ( )
***
11
“SĠVĠL” YURTTAġLARIMIZ…
1) <<Orman ekosistemleri;
“Çok” sayıda ve “çok” çeşitli alt sistemlerin etkileşimli ve değişken bütünlüğüne sahip
olan;
İnsan iradesinden bağımsız olarak “çevresini” etkileyebilen ve “çevresinden” etkilenebilen;
varlığının ve yokluğunun yol açabileceği etkiler herhangi bir mülkiyet biçimi, tür ve sınıfla
sınırlandırılamayan;
Türkiye özelinde oluşumu ve varlığını sürdürebilmesi için herhangi bir özel emek ve
sermaye kullanılmayan
kamusal doğal varsıllıklarımızdır.>>
görüşünü doğru buluyor musunuz?
2) <<Doğada olup bitenleri anlama umudunu tamamen yitirme pahasına bile olsa çok kapsamlı
açıklamalardan uzak durmak gerekir. Onların egemenliği çok daha zengin bir gerçekliği maskeleyebilir.
Daha derin katmanlara inebilmek için sorgulayıcı kuşku içinde kalmayı kabul etmeli>>
(Hubert Reeves) savına katılıyor musunuz?
Evet ( ) Hayır ( )
3) Orman ekosistemlerinin Sizden neler beklediğini gerektiğince duyumsayabiliyor musunuz?
Evet ( ) Hayır ( )
4) Ormancılıkta gönlünüz var mı?
Evet ( ) Hayır ( )
5) Orman ekosistemlerinin en geniş anlamıyla (orman ekosistemini oluşturan canlı ve
sansız varlıklarla bir bütün) kamusal (her varlığın, herkesin, ortak, kimsenin olmayan vb)
varlıklar olduğuna inanıyor musunuz?
Evet ( ) Hayır ( )
6) Önceki soruya yanıtınız “Evet” ise, bir “ormancı adayı yurttaş” olarak orman ekosistemlerinin
Sizden beklentilerini yerine getirmek için yeterince çaba gösteriyor musunuz?
Evet ( ) Hayır ( )
7) <<Anayasanın 170. Maddesindeki; “Orman olarak muhafazasında bilim ve fen bakımından
hiçbir yarar görülmeyen, aksine tarım alanlarına dönüştürülmesinde kesin yarar olduğu tespit
edilen yerler… dışında orman sınırlarında daraltma yapılamaz.” kuralı doğru değildir !>>
düşüncesine katılıyor musunuz?
Evet ( ) Hayır ( )
12
8) <<Nermi Uygur’un;
“Teknikte her yapılabileni yapmaya kalkışmak;
delilik,
aptallık,
saygısızlık,
sevgisizlik,
cinayet.
Teknik alanında;
yaptığın için,
yapmadığın için,
gereği gibi yapmaktan kaçındığın için,
yapar görünüp yapmadığın için
alçakça sorumlusun hep.”
görüşü ormancılık alanında çok daha önemlidir!>> görüşüne katılıyor musunuz?
Evet ( ) Hayır ( )
9) Ormancılık çalışmaları konusunda gerektiğince bilgili olduğunuzu düşünüyor musunuz?
Evet ( ) Hayır ( )
10) Ormancılık çalışmaları konusunda bilgilenmek için girişimlerde çaba gösteriyor musunuz?
Evet ( ) Hayır ( )
11) Ormancılık çalışmalarını olanaklarınızın elverdiğince yakından izliyor musunuz?
Evet ( ) Hayır ( )
12) Ormancılık meslek örgütlerinin (Oda, Dernek, Sendika), ilgili gönüllü kuruluşların ormancılık
ve orman ekosistemleriyle ilgili neler yaptıklarıyla gerektiğince ilgileniyor musunuz?
Evet ( ) Hayır ( )
13) Bir orman ekosistemine girdiğinizde ya da karşısında çok boyutlu, yanı sıra, dinamik
gözlemler, sorgulamalar yapabiliyor musunuz?
Evet ( ) Hayır ( )
14) <<Doğal ormanlar turizmle yok ediliyor deniyor. Sayın Hocam, eğer Türkiye’nin menfaati
varsa ve Türkiye ormanları yok olup da ormanlardan temin edilen fayda kayalarda gelecekse,
ormanları yok edip kaya yapalım: felsefemiz bu. Eğer, Türkiye’de turizm bir gelir getiriyorsa,
ormanların gelirinin bin misli ise ve Türkiye’nin sahil şeridini tamamen etkilemiyorsa, elbette
ki ormanlar yok edilip turizme tahsis edilecektir. Çünkü, Türkiye’nin menfaati vardır. Gelir
Türk milletinindir. Biz olayı böyle görüyoruz. >> (Cemal Akın) yaklaşımı yanlış mıdır?
Evet ( ) Hayır ( )
15) “Baltalık orman” teriminin ne anlama geldiğini biliyor musunuz?
Evet ( ) Hayır ( )
16) Kendiniz bir demokrat sayar mısınız?
Evet ( ) Hayır ( )
17) Paylaşımcı mısınız (bilgilerinizi, deneyimlerinizi, duygularınızı, kaygılarınızı, acılarınızı,
vb) dostlarınızla paylaşır mısınız?
Evet ( ) Hayır ( )
13
18) Ormancılık uygulamalarıyla ilgili değişme ve gelişmeleri izliyor musunuz?
Evet ( ) Hayır ( )
19) Hikmet Birand’ın “Alıç Ağacı ile Sohbetler” kitabını okudunuz mu?
Evet ( ) Hayır ( )
20) Paylaşımcı mısınız (bilgilerinizi, deneyimlerinizi, duygularınızı, kaygılarınızı, acılarınızı,
vb) dostlarınızla paylaşır mısınız?
Evet ( ) Hayır ( )
21) Ormancılık tarihini biliyor musunuz?
Evet ( ) Hayır ( )
22) “Doğa Hakları” düşüncesini, yaklaşımını anlamlı buluyor musunuz?
Evet ( ) Hayır ( )
23) Orman ekosistemlerine girdiğinizde hareketliliği; daha açık bir söyleyişle sürekli oluşum,
etkileşim, değişim süreçlerini duyumsayabiliyor musunuz?
Evet ( ) Hayır ( )
24) Felsefe, ilgilendiğiniz bir uğraşı alanı mıdır?
Evet ( ) Hayır ( )
25) Türkçeyi gerektiğince bildiğinizi ve kullanabildiğinizi düşünüyor musunuz?
Evet ( ) Hayır ( )
26) Sözgelimi; Ahmet İnam’ı, Nermi Uygur’u, Hubert Reeves’i tanıyor musunuz?
Evet ( ) Hayır ( )
27) Tıraşlama uygulamaları, bir ekokırım mıdır?
Evet ( ) Hayır ( )
28) Ormancılık, en geniş anlamıyla bir kamu hizmeti alanı mıdır?
Evet ( ) Hayır ( )
29) <<İcat çıkarıp düzeni rahatsız edebilen düşünsel, sanatsal, bilimsel, kültürel manevi açılardan
yeni ufuklar deneyin insanları desteklerim.>> (Ahmet İnam) düşüncesine katılır mısınız?
Evet ( ) Hayır ( )
30) 1982 yılında benimsenen “Doğa Şartı” nedir; biliyor musunuz?
Evet ( ) Hayır ( )
31) <<Bir sav yanlışlanabilir olduğunca bilimsel olmaya adaydır!>>” (Karl Popper) savını benimsiyor
musunuz?
Evet ( ) Hayır ( )
32) Yaşar Kemal’in “Yanan Ormanlarda elli Gün” başlıklı kitabını (en son YKY yayımladı)
okudunuz mu?
Evet ( ) Hayır ( )
33) 1992 yılında Rio’da gerçekleştirilen Birleşmiş Milletler Çevre ve Kalkınma Konferansı’nda
benimsenen “Ormancılık İlkeleri”nin neler olduğunu biliyor musunuz?
Evet ( ) Hayır ( )
34) Bireysel, kişisel yeteneklerinizi, özelliklerinizi yukarıdaki “ormancı” tanımına uygun buluyor
musunuz?
Evet ( ) Hayır ( )
14
35) “Ortaklaşmacı” mısınız (birlikte çalışmaktan hoşnut olur musunuz)?
Evet ( ) Hayır ( )
36) Aldo Leopold’u tanıyor musunuz?
Evet ( ) Hayır ( )
37) “Sivikültür” ne anlama geliyor, biliyor musunuz?
Evet ( ) Hayır ( )
38) <<“Ormanı istediğimiz yerde kurarız ama turizmi istediğimiz yerde yapamayız.” (Nuri Uslu)
düşüncesine temelden katılmıyorum!>> görüşünde misiniz?
Evet ( ) Hayır ( )
39) Çok sesli (klasik) müzik dinler misiniz?
Evet ( ) Hayır ( )
40) Ozan Sunay Akın’ın “Makiler” başlıklı şiirini bilir misiniz?
Evet ( ) Hayır ( )
41) “Ulusal Ormancılık Stratejisi” (2004) ile “Türkiye Ulusal Ormancılık Programı (2004-
2023)”da yer verilen stratejileri, politikalar ile eylemleri biliyor musunuz?
Evet ( ) Hayır ( )
42) Ülkemizdeki toplumsal, kültürel değişme ve gelişmelerle ilgili bilgilenmeniz yeterli midir?
Evet ( ) Hayır ( )
43) Orman Genel Müdürlüğü’nün hazırladığı eylem planlarını
*
biliyor, uygulanmasını izliyor
musunuz?
Evet ( ) Hayır ( )
44) Fakir Baykurt’un “Yayla” başlıklı romanını okudunuz mu?
Evet ( ) Hayır ( )
45) Siz (ya da bir yakınınız) orman mühendisi olmayı ister misiniz?
Evet ( ) Hayır ( )
46) Ormanlarımız ile ormancılığımızla ilgili hukuksal düzenlemeleri, bu düzenlemelerdeki
değişiklikleri izliyor musunuz?
Evet ( ) Hayır ( )
47) Ülkemizdeki orman ekosistemlerinin yapısal özelliklerini biliyor musunuz?
Evet ( ) Hayır ( )
48) Güher ile Süher Pekinel Kardeşleri tanıyor musunuz?
Evet ( ) Hayır ( )
49) Devlet mülkiyetinde olması, yanı sıra, devlet tarafından yönetilmesi (korunması, işletilmesi,
“iyileştirilmesi”, genişletilmesi vb) hukuksal olarak sayılan yerlerin güvencesi midir?
Evet ( ) Hayır ( )
* Bozuk Meşe Alanlarının Rehabilitasyonu Eylem Planı (2005-2014), Sedir Ormanları Rehabilitasyonu
Eylem Planı (2005-2014), Meşe Ormanlarının Rehabilitasyonu Eylem Planı (2006-2015), Ardıç Ormanlarının
Rehabilitasyonu Eylem Planı (2006-2015), Baltalık Ormanların Koruya Dönüştürülmesi
Eylem Planı (2006-2015), Keçiboynuzu Eylem Planı (2006-2015), Fıstıkçamı Eylem Planı (2006-
2010), Her Köye Bir Orman Eylem Planı (2007-2011) vb
15
50) Türk Ceza Kanunu’nun 181 ile 185. maddelerini biliyor musunuz?
Evet ( ) Hayır ( )
51) Ormancılık uygulamalarında da çevresel etki değerlendirmesi yapılmalı mıdır?
Evet ( ) Hayır ( )
52) Ormancılık araştırma enstitülerindeki çalışmaları gerektiğince yakından izliyor, yararlanıyor
musunuz?
Evet ( ) Hayır ( )
53) << “... vakit geçirmeden yurt genelinde bir seferberlik ilan ederek hiç boş alan kalmayacak
şekilde her yerin daima yeşil kalabilen ve hızlı yetişen, az su isteyen ve yangına dayanaklı
ağaçlarla ağaçlandırılması gerekir.” (Meteoroloji İşleri Genel Müdür Yardımcısı, 2007) yaklaşımı
kesinlikle doğru değildir!>> düşüncesine katılıyor musunuz?
Evet ( ) Hayır ( )
54) “YARDOP”un ne anlama geldiğini biliyor musunuz?
Evet ( ) Hayır ( )
55) Orman amenajman planlarının ne olduğunu biliyor musunuz?
Evet ( ) Hayır ( )
56) Sanat tarihçisi, ressam vb Gürol Sözen’in;
<<Doğayı ben ağaçlar, çiçekler, böcekler olarak görmüyorum. Doğanın yok edilmesi ağacın,
suların yok edilmesiyle ilgili değil. Bu, insanoğlunun hüznünü ve kısa süreli mutluluklarla
beraber ışığın, renklerin, müziğin, şiirin, hatta trajedyanın; bu doğrultuda masalların da
yok edilmesi anlamını taşıyor.>>
sözlerine katılıyor musunuz?
Evet ( ) Hayır ( )
57) “Orman ekosistemlerinin de varlıklarını sürdürme hakkı vardır” düşüncesine katılır mısınız?
Evet ( ) Hayır ( )
58) Bethooven’nin “Pastoral Senfonisi”ni hiç dinlediniz mi?
Evet ( ) Hayır ( )
59) <<Bazı alanlar var ki, orman olarak gözüküyor, fakat makilik alan. Hiçbir şeyin yetişmesi
mümkün değil.>> düşüncesinin yanlış olduğunu düşünür müsünüz?
Evet ( ) Hayır ( )
60) Kendinizi, orman mühendisi kökenli Sayın Kâmil Masaracı’nın aşağıdaki düşüngülüncündeki
(karikatüründeki?) kişilerden birisi olarak görüyor musunuz?
Evet ( ) Hayır ( )
***
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder