HEDEF DOĞAL KAYNAKLAR
Orman mühendisi, orman endüstri mühendisi ve ağaç işleri
mühendisleri ülkemizin önemli bir doğal kaynağı olan ormanlarımızın
işletilmesinden ve devamlılığından sorumludurlar.
Kaynakları her durum ve şartta istediği gibi kullanmak
isteyen zihniyetin karşısında,kaynağı koruyucu ve devamını sağlayıcı tavrıyla
yaşayan bir canlı olan orman varlığının yanındadırlar.
Ormanların koruyucusu
olarak nasıl ki doğal kaynak olan ormanın ticarileştirilmesine karşı isek bunun
işletilmesinden ve devamlılığından sorumlu olan mesleklerinde
ticarileştirilmesine de karşı olmalıyız.
5531 sayılı yasa ile hedeflenenin ormanlardaki
özelleştirmeleri hızlandırmak olduğu gerçeğini unutmadan aşağıda sıralananların
hafızalarda yer etmesi kaçınılmazdır.
1) Ormanların özgün ekosistemlerdir.
2)Ormanların ortak varlık sayılması ve korunmasının buna
göre planlanması yapılmalıdır.
3)Orman gen kaynakları korunması gereken en önemli doğal
yapılardır,bunların korunması için her türlü disiplin ile birliktelik
sağlanmalıdır.
4)Ormanların ekolojik işlevlerinin öne çıkarılması ve kamuya
tanıtılması yönünde toplantılar, açık oturumlar ve konferanslar
düzenlenmelidir.
5)Karar süreçlerinde yerel
halkın söz sahibi kılınması için olağan toplantılar gerçekleştirilmelidir.
6)Ormanlara zarar veren olaylarda yerel doğaseverlerin müdahil
olunması gerçekleştirilmeli ve gerektiğinde kamu görevlileri yerine uzman
görüşleri alınmalıdır.
Türkiye ormancılığının gelecekteki güçlü, zayıf yönleri,
tehdit ve fırsatlarını sıralamaya kalktığımızda:
Fırsatlar;
•
Ülkedeki ekolojik koşulların halen bozulmamış
olması,
•
Biyolojik çeşitlilik zenginliği,
•
“orman” sayılan alanların genişliği,
•
Doğal yaşlı ve karışık orman varlığı,
•
Ormanlarda devlet mülkiyeti, yönetimi ve
işletmeciliğinin halen devam ediyor olması,
•
Orman Genel Müdürlüğünün mali özerklik
yapısı,
•
Günün koşullarına uygun gelişmiş olan
iletişim ve bilişim olanakları,
•
Ormancılık üzerine yapılmış araştırmaların
nitelik ve niceliği
Tehditler;
•
Siyasal etkiler, baskılar ve yönlendirmeler
•
Kırsal yoksulluk,
•
İklim değişikliği ve kuraklıklar,
•
Doğal zararlılar,
•
Hukuksal boşluklar ve çelişkiler ve hukuksal
düzenlemeler
•
Ormanların başka kullanımlara tahsisi,
•
Özelleştirmeci uygulamalar,
•
Köylülerin ormanlardan yararlanma
gelenekleri,
•
Genetik kirlenme, asit yağmurları,
•
Orman yangınları,
•
Yanlış ağaçlandırma teknikleri ve orman
koruma zaafları,
•
Hayvancılık etkinlikleri,
•
Hazine arazilerinde “özel ağaçlandırma” adı
altında orman ağacı olmayan türlerle yapılan plantasyonların Orman Genel
Müdürlüğü sorumluluğunda bulunması
•
Orman rejimi içinde bulunan alanlarda orman
ağacı olmayan “Aşılı Badem”,”Aşılı Ceviz”,”Aşılı Keçiboynuzu” türleri ile özel
ağaçlandırma izni verilmesi,
•
Ülkemizin de içinde bulunduğu Akdeniz iklim
Tipinin klimaks bitki türü kızılçam olup,
bu türün biyolojisinde yangın kültürü bulunmaktadır. Son yıllarda orman
yangınlarını söndürmede geliştirilen teknikler ve maddi olanaklar yanında ekosistemin bozulması bakımından
oldukça yüksek risk taşıyan ve geniş alanlarda uygulamaya konulan YARDOP
uygulamaları başlı başına bir orman kıyımıdır.
•
Orman yangını zararının azalma nedeninin
gelişen tekniklerden mi, yoksa YARDOP uygulamaları sonucuna göre mi olduğu
kıyaslaması yapılmadan yeni alanlarda uygulanması.
•
Orman tahdit çalışmalarının henüz
bitirilmemiş olması,
Yukarıda sıralananlardan fırsat olarak alınanların nasıl bir
küresel tehdit altında olduğunu yaşadığımız günler şahit olmaktadır. Tehditler
içerisinde yer alan köylülerin ormanlardan yararlanma gelenekleri ve
hayvancılık etkinlikleri ise giderek fırsatlar olarak karşımıza
çıkabilmektedir.
Yine tehditler içerisinde yer alan Ağaçlandırmada farklı
makinelerin kullanımı yaban hayatının devam ettiği alanların ağaçlandırma
kapsamına alınmasına neden olmuştur.
Diğer tehditlerin nasıl katlanarak karşımıza çıktığını
yaşayarak görmekteyiz. Orman yangınlarını kullanarak olmayacak yerlerde
olmayacak kimselere YARDOP projelerinin uygulanması için tam kapalı ormanların
tahsis edildiğini ve buna kimsenin dur diyemediği madencilerin her yerde arama
yapabildiği ,özel ağaçlandırmanın 0.5 hektarlık orman içi açıklıklara gözünü
diktiği günleri yaşamaktayız.
Ormancı çalışanları bilerek veya bilmeyerek küresel sermayenin istekleri doğrultusunda
mesleklerinin ticarileştirilmesi için
doğal kaynakta gözü olan zihniyet,elinden gelen her türlü desteği ortaya
koymakta,özel ormancılık büroları ve özel ağaçlandırma sahaları ile özel
ormanlar çok hızlı bir şekilde çoğalmaktadır.
2011 yılı içerisinde iki ay ara ile çıkarılan iki ayrı
kararname ile kamuda çalışan orman mühendisleri,orman endüstri mühendisleri ve
ağaç işleri mühendisleri hallaç pamuğu gibi atılmışlardır. Bir çoğunun hala ne
iş yapacağı belli değilken uzmanlık alanları dışına itilmiş olanların işlerini
yapmaya çalışanlar, bilmedikleri bir konunun ağırlığı altında ezilmektedirler.
Bu zor koşullar ve dayatmalar içerisinde yaşayan,bir canlı
olan ormanların dostu ormancılık işkolu
mühendisleri ve tüm çalışanları ne yazık ki bir türlü seslerini
duyuramamakta ve gelmekte olan tehlikeli sonu kitlelere anlatamamaktadırlar.
Halkımızın giderek kirlenen yaşam koşulları içerisinde büyük
bir bölümü doğal olan ormanlara sahip çıkmalarını ve onlardan ormanlar üzerine
oynanan oyunları fark etmelerini istemek şu aşamada yapabileceğimiz tek şey.
Çünkü istedikleri anda her türlü kaynağı kullanıma açabilecek sayısal çoğunluk
olmayacak yasaları yapabiliyor.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder